bakım yurdu
İsim, Geriyatri
yaşlı bakım merkezi
İsim, Geriyatri
bir şeyi birinin bakımına emanet etmek
Fiil
yoğun bakım ünitesi
İsim, Tıp
yoğun bakım uzmanı
İsim, Tıp
Diğer yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.9)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Diğer yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.90)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Sağlık, eğitim, kültürel hizmetler ve diğer sosyal hizmetleri sağlayan kuruluşların faaliyetlerinin düzenlenmesi
(Sosyal güvenlik hariç) (NACE kodu: 84.12)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.2)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.20)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Yaşlılara ve bedensel engellilere yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.3)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Yaşlılara ve bedensel engellilere yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.30)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Hemşireli yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.1)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
Hemşireli yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.10)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
çocuklarını birinin bakımına bırakmak
Fiil
parasını dikkatle sarfetmek
Fiil
parasını dikkatle sarf etmek
Fiil
başınin çaresine bakmak
Fiil
orta derecede dikkatli bir kimsenin sarf edeceği ihtimam
tehlike ve durumun gerektirdiği oranda ihtimam
endişeden uzak olmak
Fiil
vesayet altına alınmak
Fiil
genel özen gösterme görevi
belediye bakım işleri
İsim
çok ağır hastaların bakımıyla ilgilenen tıp dalı
müşteri hizmetleri
İsim, İşletme
derin kaygı çizgileri
İsim
derin kaygı çizgileri
İsim
gereken ihtimam gösterilerek
gerekli dikkat
İsim, Hukuk
(kumaş , giysi) bakımı kolay
uzatılmış bakım: hastahaneden çıktıktan sonra özel bakımevinde hastabakıcı nezaretinde bakım.
dikkat etmek, dikkatli/uyanık bulunmak, gözünü açmak.
Take care that you don't fall on the ice. Take care not to catch cold (that you don't catch cold).
çok az ömrü kalmış hastalara verilen bakım hizmeti
İsim, Tıp
ana babanın bakımından yoksun olmak
Fiil
ihmalkârlık yüzünden birinin kaçmasına neden olma
genelde bir kimsenin kendi işlerinde sarf edeceği dikkat ve ihtimam
birinci basamak sağlık hizmeti
İsim, Tıp
tıbbi bakıma muhtaç olmak
Fiil
kısa süreli bakım
İsim, Tıp
ikinci basamak sağlık hizmeti
İsim, Tıp
bakımsız durumda olmak
Fiil
dikkat etmek, dikkatli/uyanık bulunmak, gözünü açmak.
Take care that you don't fall on the ice. Take care not to catch cold (that you don't catch cold).
dikkat etmek, ihtiyatlı davranmak.
aşırı zahmete girmek
Fiil
üçüncü basamak sağlık hizmeti
İsim, Tıp
silah sökme
İsim, Askerlik
birinin bakımını yapmak
Fiil
(giysilerde) bakım talimatını içeren etiket
bir şeyle hiç ilgilenmemek
Fiil
nefret etmek.
I don't love you and I care nothing for your money and your title: Seni sevmiyorum,
parandan da, unvanından da nefret ediyorum.
eliyle vasıtasıyla, dikkatine.
menkul değerlerin yönetimi
bakım ve dikkat gerektirmek
Fiil
(genellikle olumsuz tümcelerde) ilgilenmek, ilgi/alâka göstermek, alâkadar olmak, umursamak, umurunda
olmak, aldırış etmek.
He doesn't give a hang about anybody: Kimseye metelik vermez/aldırış etmez.
I don't care a hang: Bana vız gelir/umurumda değil!
yoğun bakım yatağı
İsim, Tıp
yoğun bakım hastası
İsim, Tıp
yoğun bakım doktoru
İsim, Tıp
yoğun bakım ünitesi
İsim, Tıp
birinden hoşlanmamak
Fiil
birinden hazzetmemek
Fiil
kişisel bakım ürünleri
İsim
aile hekimliği
İsim, İstihdam
sağlık ocağı
İsim, Halk Sağlığı
(a) dikkat/ihtimam/ilgi göstermek, mukayyet olmak.
to take care of an invalid. You should take more care of youself.
take good care of something: bir şeye büyük dikkat/ihtimam göstermek. (b) icabına/çaresine bakmak, gerekeni yapmak.
I'll take care of paying the bill.
That matter will take care of itself: O iş kendi kendine düzelir (İşi oluruna/kendi haline bırak).
(a) bakmak, göz kulak olmak, ihtimam göstermek, (b) rüşvet alarak halletmek, (c)
argo öldürmek, haklamak, hakkından gelmek.
rüşvet alarak halletmek
Fiil