ölüm döşeğinde olmak
Fiil
az kalsın ölmek, öleyazmak.
He fell in the icy water and almost caught his death of cold.
trajik bir şekilde ölmek
Fiil
(sigorta) fiilen vuku bulan ölüm
ölüm halinde talebin intikali
(Br) ölüm vukuunda ödenecek sigortanın devir ve temliki
ölüm ile cezalandırılmak
Fiil
bir ölüm raporu vermek
Fiil
medenî haklardan yoksunluk/mahrumiyet, manevî ölüm.
İsim
bir kişinin uzmanlarca saptanan ölümü
(US) iş esnasında veya iş dolayısıyla vukua gelen ölüm (ölen işçinin vârisleri lehine tazminat hakkı doğurur
birini ölüme mahkûm etmek
Fiil
ölüm tazminatı (ihmal sonucunda ölen bir kimsenin ailesine ödenmesi gereken manevi tazminat)
İsim, Hukuk
mahkemenin bir kimsenin ölmüş olduğuna karar vermesi
İsim
birini kanunen ölü ilan etmek
Fiil
kendi ecel liyle ölmek
Fiil
birinin ölümünü hızlandırmak
Fiil
ısıl-denge: maddesel bir sistemde ısıldirik (termodinamik) tam denge hali.
sefalet, sefil hayat, sürünme, ölümden beter hayat.
The living death of concentration camp.
İsim
silah yapımcıları ve tüccarları
İsim
tabiî ölüm, eceli ile ölüm.
İsim
ölüm üzerine başkasına geçmek
Fiil
sulh ve sükûn içinde ölüm
uzun süre hayatta olup olmadığına dair hakkında hiçbir haber alınamadan kaybolan bir şahsın ölmüş olduğuna dair karine
hayatta olup olmadığı hakkında uzun süredir hiçbir haber alınamayan kaybolmuş bir kimsenin ölmüş olduğu karinesi
birini ölüme mahkûm etmek
Fiil
death ile ayni anlama gelir. manevî ölüm, lûtfu ilâhiden yoksunluk.
manevî ölüm, lûtf-u ilâhiden yoksunluk.
(a) ânî ölüm, (b)
sp. berabere kalan takımlara süre uzatımı verip ilk sayı kazananı veya yazı
turada kazananı başarılı sayma.
ısıl-denge: maddesel bir sistemde ısıldirik (termodinamik) tam denge hali.
kıyasıya, öldüresiye, canını çıkartırcasına, son derece, pek çok, haddinden fazla.
He works the people in his shop to death.
sick to death of … : …'den son derece bıkmış, gına getirmiş, illâllah demiş.
I am sick to death of your complaints: Şikâyetlerinden bıktım artık.
sick to death of the heat: sıcaktan son derece bunalmış.
(fashion/story) done to death: (moda/hikâye) insanı bıktıracak derecede yayılmış/tekrarlanmış.
war to the death: ölesiye savaş, ölüm kalım savaşı.
to be sick to death: ölüm döşeğinde olmak.
insan müdahalesi sonucu hâsıl olan ölüm
ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme
İsim, Hukuk
haksız bir fiil sonucu vuku bulan ölümde hususi hukuk davası açmaya olanak tanıyan kanun
ölüm ve vade gelimi ödemeleri (hayat sigortalarında tazminatın ölüm veya hayatta kalma halinde muayyen
bir yaşa kadar mukavele ile belirlenmiş bir mik
ölüm çanı, ölümü bildiren çan.
ölüm ödencesi/tazminatı: sigortalının ölümü halinde varisine ödenecek para.
ölüm otu
(Zygadenus): zambakgillerden ABD ve Kanadada yetişen bir ot.
İsim
bu otun kökü (davarlar için zehirlidir).
İsim
ölüm otu
(Zygadenus): zambakgillerden ABD ve Kanadada yetişen bir ot.
İsim
bu otun kökü (davarlar için zehirlidir).
İsim
ölüm hücresi/koğuşu: idam mahkûmlarının konulduğu hapishane odası.
İsim
ölüm tezkeresi/ilmühaberi, defin ruhsatı.
ölüm vukuunda sigorta talebi
ölüm vukuunda tazminat talebi
ölüm mantarı
(Amanita phalloides): beyaz, zeytunî veya koyu kahverengi başlı çok zehirli bir mantar.
ölüm dürtüsü
İsim, Psikanaliz
=
death tax
ABD veraset/kalıtım vergisi.
ölüm orucu
İsim, Hak ve Özgürlükler
ölüm orucu
İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
ölüm hücresi/koğuşu: idam mahkûmlarının konulduğu hapishane odası.
İsim
intihar eğilimi/meyli.
İsim
death wish ile ayni anlama gelir. ölüm arzusu: psikanalize göre içe çekilme, pasifleşme vb. şeklinde
beliren kendi kendini yok etme isteği.
İsim
ölü maskesi: ölmüş bir kimsenin yüzünün alçı ile alınan kalıbı.
ölüm cezası
İsim, Ceza Hukuku
ölüm sınırı: sıcaklık, nem, ışınlama vb. çevre koşullarının hayatı mümkün kılan en büyük değeri.
ölüm oranı/nisbeti, vefiyat, belirli bir süre içinde ölenlerin (binde olarak) oranı.
ölüm hızı
İsim, Çevre ve Ekoloji
savaşta kayıpların listesi
idam mahkûmları hücreleri dizisi.
firing squad ile ayni anlama gelir. ateş müfrezesi: idan mahkûmunu kurşuna dizen manga.
İsim
müstebit yönetimin veya gizli cinayet örgütünün cellâtları.
İsim
ölü sayısı: ölenlerin yekûnu, zayiat.
I'm afraid there will be a large death toll from the earthquake.
ancak yıkılmaya hazır eski bir yapı gibi her an çökebilecek bir bina
ölüm vadisi eğrisi (zararların kapitali eritmesi sonucu yeni kurulan bir şirkette ortaya çıkan durum
mali piyasalarda işlem hacminin çok düşük olduğu'kuru'günlerin takma adı
(a) idam hükmü, idam cezasının infazı, (b) hezimet, (tam) akamet, bütün ümitleri kıran şey/durum.
intihar eğilimi/meyli.
İsim
death wish ile ayni anlama gelir. ölüm arzusu: psikanalize göre içe çekilme, pasifleşme vb. şeklinde
beliren kendi kendini yok etme isteği.
İsim
death instinct = death wish ile ayni anlama gelir. ölüm arzusu: psikanalize göre içe çekilme,
pasifleşme vb. şeklinde beliren kendi kendini yok etme isteği.
kafatası, kurukafa (özellikle ölüm/fanilik simgesi olarak).
İsim
sigortalı kaza sonucu öldüğü takdirde sigorta poliçesinde yazılı meblağa ek olarak ödenen para
veraset vergisinin matrahını takdir etmek
Fiil
veraset vergisinin matrahıni takdir etmek
Fiil
bir şeye tam vakıf olmak
Fiil
sanayii kazasında ölenin ailesine verilen tazminat
sanayi kazasında ölenin ailesine verilen tazminat
ölümü sükûnetle karşılamak
Fiil
idam kararını imzalamak
Fiil
veraset vergisine tabidir