İsim itibarsızlık, itibardan düşme, kötü ün, fena şöhret. bring someone/something into disrepute: (bir
kimseyi/şeyi) itibardan düşürmek. fall into disrepute: itibardan düşmek, saygınlığını/itibarını kaybetmek. The hotel fell into disrepute after they began to serve alcohol. to be in disrepute: itibardan düşmek, artık aranmamak, ününü yitirmek.