1. çatal.
    a table fork: yemek çatalı.
  2. (bkz: tuning fork ).
  3. çatallaşma(k), çatallara/dallara ayrılma(k).
  4. kavşak, ayrım, (yolun/nehrin) çatallaştığı nokta.
    They parted at the fork of the road.
  5. (nehir, yol) kol.
  6. nehrin ana kolu.
  7. çatallı bel.
  8. seçenek, seçilebilecek iki yoldan biri.
  9. ok başı.
  10. çatal kullanmak, çatal batırmak, çatal ile tutmak/delmek.
    He forked the food into his mouth: Yemeği
    çatalla (tutup) ağzına götürdü.
  11. çatallı bel ile deşmek/eşmek/bellemek/kaldırmak.
    I shall have to fork over the soil in the garden. to fork hay.
  12. (satrançta) bir taşla rakibin iki taşını birden tehdit etmek.
  13. (yol ayrımında sağa/sola) sapmak.
    We forked right on leaving the village. fork left for Oxford.
yaba İsim, Tarım
dirgen İsim, Tarım
yaba İsim, Tarım
dirgen İsim, Tarım
çatallanmak Fiil
veri çatalı Bilgi Teknolojileri
çatal bel İsim, Tarım
YANLIŞ: dirgen İsim, Tarım
YANLIŞ: yaba İsim, Tarım
gübre çatalı.
çatal bel İsim, Tarım
YANLIŞ: dirgen İsim, Tarım
YANLIŞ: yaba İsim, Tarım
iyi ve tıka basa yemek Fiil
ıstakoz çatalı İsim, Gıda ve Mutfak
deniz çatalı İsim, Deniz Taşımacılığı
istiridye çatalı: istiridye, midye, karides vb. yemeye mahsus üç parmaklı çatal.
tıka basa yemek
salata çatalı.
çatal bel İsim, Tarım
YANLIŞ: dirgen İsim, Tarım
YANLIŞ: yaba İsim, Tarım
ekmek kızartma çatalı
diyapazon.
çatallı kaldırıcı , forklift
yolun çatallandığı yer
yol çatalı
vergi tahsildarına çok para vermek Fiil
ödemek Fiil
vermek Fiil
toslamak Fiil
teslim/tevdi etmek, ödemek, (para) vermek.
çatal anahtar
forklift ile ayni anlama gelir. çatal kaldıraç, çatal kaldıraçlı kamyon (ile kaldırmak/istif etmek/taşımak.