yardımınıza güveniyoruz, bizi şimdi düş kırıklığına uğratmayın. (b) yüz çevirmek, ihanet etmek, yüzüstü bırakmak, (c) azaltmak, gevşetmek, yavaşlatmak.
As her interest in the work wore off, she began to let down. (d) (saç, etek vb.) uzatmak, sarkıtmak, çözmek, (aşağı) indirmek, (e)
let one's hair down k.d. samimî davranmak, içli dışlı olmak, resmiyeti ortadan kaldırmak, (f) mahcup/rezil etmek.
GİZLE