1. muhtemel, beklenir, olabilir, -e benzer.
    He is likely to go: Gitmesi muhtemeldir (Gideceğe benzer).

    It is likely to rain today: Bugün yağmur yağacağa benziyor/yağması muhtemeldir.
    Are we likely to arrive in time? Vaktinde ulaşabilecek miyiz?
    Not likely: Ne münasebet! Ne gezer! Buna ihtimal yok!
  2. akla yakın, makul, inanılır.
    a likely (enough) excuse.
  3. uygun, münasip.
    Is there a likely place to fish?
  4. vaitkâr, ümit verici.
    a likely subject.
  5. cazip, güzel, hoş, canayakın.
    a likely girl.
  6. belki, galiba, ihtimal ki, -cek gibi.
    I'll very likely be home all day.
büyük bir ihtimalle, çok muhtemel.
He will succeed as likely as not: Büyük bir ihtimalle muvaffak
olacak.
He'll forget all about it as likely as not: Bütün bunları unutması çok muhtemeldir.
varit olmak Fiil
birine olası aday gibi bakmak Fiil
muhtemelen Zarf