Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Bağlaç olumsuz tümcelerde, özellikle
    neither … nor şeklinde:
    Neither cold nor hot: Ne soğuk, ne DEVAMINI OKU
    sıcak.
    They won't wait for you, nor for me, nor for anybody: Ne seni, ne beni, ne de başka birini beklemezler. GİZLE
  2. Bağlaç olumlu bir tümceyi olumsuz bir tümceye bağlar ve “
    and not = ve … gerekmez/gerek yok” anlamı verir: DEVAMINI OKU

    They are happy, nor need we worry: Onlar mutlular, endişeye gerek yok. GİZLE
  3. Bağlaç “
    than” yerine kullanılır: …'den.
    Did you ever see a poorer place nor this place? Bundan DEVAMINI OKU
    daha fakir bir yer gördün mü? GİZLE
  4. Bağlaç eskiden
    neither kulanılmadan “ ne de ” anlamında kullanılırdı:
    He nor I was there: O da, ben de orada değildik.
  5. Bağlaç keza eskiden
    neither … nor yerine
    nor … nor şeklinde kullanılırdı:
    Nor he, nor I was DEVAMINI OKU
    there: Ne o, ne de ben orada değildik. GİZLE
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

nor'-
kuzey .
nor'east: kuzeydoğu. Ön Ek
nor.
= north(ern).
Nor.
Norman.
Nor.
North(ern).
Nor.
Norway.
Nor.
Norwegian.
nor'easter
kuzeydoğu. İsim
nor'easter
poyraz (rüzgârı/fırtınası). İsim
nor'easter
(geniş kenarlı/sugeçirmez) gemici şapkası. İsim
nor'wester
karayel: kuzeybatıdan esen rüzgâr. İsim
nor'wester
southwester (3). İsim
nor'wester
northwester İsim
nor'wester
southwester = sou.'wester ile ayni anlama gelir. kemerli yağmurluk.
nor'westerly
kuzeybatı+, kuzeybatıda bulunan.
nor'westerly
kuzeybatıya yönelik/müteveccih, kuzeybatı yönünde, kuzeybatıya doğru.
nor'westerly
kuzeybatıdan/ karayelden/karayel yönünden esen.
(woman) neither fat nor thin
balıketi
have neither part nor lot in it
ne de parmağı olmak Fiil
hide or/nor hair
hiçbir emare/işaret/haber (genellikle olumsuz tümcelerde kullanılır).
I haven't seen hide or hair DEVAMINI OKU
of them for 20 years at least. GİZLE
It is neither fish, flesh nor fowl
Hiçbir özelliği yok/Ne olduğu belirsiz.
neither … nor …
ne … ne de … .
neither by day nor by night: ne gündüz ne de gece.
neither my family nor I was DEVAMINI OKU
there: Ne ailem ne de ben orada değildik. GİZLE
neither fish nor fowl
ne balık ne kuş; hiçbir özelliği yok; ne kokar ne bulaşır; ne idüğü belirsiz.
Neither fish, flesh DEVAMINI OKU
nor fowl/good red herring: Hiçbir şeye benzemez/yaramaz. GİZLE
neither fish, flesh nor good red herring
ne idüğü belirsiz şey
neither here nor there
ilgisi/ilişiği/önemi yok, mesele o değil.
What he took is neither here nor there; what we want to DEVAMINI OKU
know is what he did with it: Ne aldığının önemi yok, mühim olan mesele onu ne yaptığıdır.
That's neither here nor there: Bunun konu ile ilgisi yok! GİZLE
neither hide nor hair
hiçbir şey, ne bu ne de o. Ne Şamın şekeri, ne Arabın yüzü.
neither more nor less
ne eksik ne fazla Zarf
spare neither effort nor expense
gayret ve masraftan kaçınmamak Fiil
to have neither part nor lot in it
bir şeyde ne çıkarı
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun