under the table

  1. (a) gizli, el altından.
    The businessman offered me $500 under the table if I would vote against the
    government's plan. (b) küfelik.
    drink someone under the table: çok içtiği halde sarhoş olmamak.
açıktan (ödeme), elden (ödeme), kayıtdışı (ödeme) Zarf
başkasından çok içki içmeye karşın ondan daha ayık olmak Fiil