advise

  1. Verb öğütlemek, öğüt vermek, tavsiye etmek, nasihat vermek.
    I advise you to be cautious: Dikkatli olmanı(zı)
    tavsiye ederim.
    What do you advise me to do? Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
    Be advised by me: Sözümü dinle!
    You would be well advised to obey him: Ona itaat ederseniz iyi edersiniz.
  2. Verb danışmak, müşavere/istişare etmek.
    I shall advise with my friends: Arkadaşlarıma danışacağım.
danışma konseyi Noun
karşı tavsiye
...'e ... hakkında tavsiyede bulunmak Verb
bir poliçenin keşidesini haber vermek Verb
müvekkile hukuki görüşünü bildirmek Verb
poliçenin keşidesini haber vermek Verb
bir poliçenin keşidesini haber vermek Verb
birine akıl vermek ve yardım etmek Verb
birine akıl vermek ve yardım etmek Verb
dikkatli olunmasını tavsiye etmek Verb
temkin tavsiye etmek Verb
temkinli olmayı tavsiye etmek Verb
dikkatli olunmasını öğütlemek Verb
bir bankanın başka bir bankaya bir çek ya da senedin ödenip ödenmediğini bildirmesi
bir çekin keşidecisinin yazdığı çekin karşılığı olup olmadığını anlamak için bankanın provizyon alması gerektiğini ifade eder
haberdar etmek, uyarmak, ikaz etmek.
The merchants were advised of the risk: Tüccarlar rizikodan haberdar edilmişlerdi.
bir konuda fikir beyan etmek Verb
bir konuda danışmanlık hizmeti vermek Verb
birşey hakkında danışmanlık yapmak Verb
sabırlı olunmasını tavsiye etmek Verb
sabırlı olunmasını öğütlemek Verb
birine öğüt vermek Verb
birinin birşeyi yapmamasını öğütlemek Verb
birinin birşeyi yapmamasını tavsiye etmek Verb
birinin birşeyi yapmamasını salık vermek Verb
birine bir şey yapmaması için tembih etmek Verb
birini bir şeyden vazgeçirmeye çalışmak Verb
birini bir şeyden vazgeçirmeye çalışmak Verb
birine bir şeyden sakınmasını söylemek Verb
birini birşey konusunda bilgilendirmek Verb
birine birşeyi haber vermek Verb
birine birşeyi bildirmek Verb
birini birşeyden haberdar etmek Verb
birine bir şey hakkında haber vermek Verb
birini bir şey hakkında uyarmak Verb
bir konuda birine danışmanlık hizmeti vermek Verb
birşey hakkında birine danışmanlık yapmak Verb
bir konuda birine fikir beyan etmek Verb
birine bir şey hakkında bilgi vermek Verb
birini bir şeyden haberdar etmek Verb
birini bilgilendirmek Verb
birine haber vermek Verb
birine bildirmek Verb
birini haberdar etmek Verb
birinin birşeyi yapmasını salık vermek Verb
birinin birşeyi yapmasını tavsiye etmek Verb
birinin birşeyi yapmasını öğütlemek Verb
birini salık vermek Verb
öğütlemek Verb
bir şeyi tavsiye etmek Verb
hükümete para politikası hakkında akıl vermek Verb
biriyle istişarede bulunmak Verb
birine akıl sormak Verb
bir konuda tavsiyede bulunmaya yetkisi olmamak Verb