birini burnundan yakalamak
Verb
selamet, tam sıhhatte, sağlıklı.
Are you all right? selamet misiniz (Sağlığınız iyi mi?)
evet, peki, pek âlâ, hayhay.
all right, I'll go with you: Peki, seninle (beraber) gideceğim.
elverişli, maksada uygun, şayanı kabul.
His performance was all right , but I've seen better.
memnuniyet verici şekilde, istenildiği gibi.
His work is coming along all right: Eseri, memnunluk
verecek bir şekilde ilerliyor.
elbette, şüphesiz, mutlaka, muhakkak, hiç şüphe yok ki.
You'll hear about this all right! Bunu şüphesiz duyacaksınız.
iyi, güvenilir, dürüst.
an all right fellow: güvenilir bir kişi.
mükemmel, hoş, tatlı.
We had an all right time at the party: Eğlentide hoş vakit geçirdik.
pek iyi, peki, hayhay.
He's all right: (a) (sağlığı) iyidir, iyileşti, sıhhatte, bir şeyi yok. (b) kötü adam değildir.