authorize

  1. Transitive Verb yetki/salâhiyet vermek.
    to authorize a detective to make arrests: bir detektife tutuklama yetkisi vermek.
  2. Transitive Verb izin/ruhsat vermek, müsaade etmek, mezuniyet vermek.
    I did not authorize him to speak for me:
    Benim adıma konuşmasına izin vermedim.
  3. Transitive Verb onaylamak, tasdik/teyit etmek.
    to authorize a highway project: bir karayolu projesini onaylamak.
  4. Transitive Verb uygun/caiz görmek, tecviz etmek.
yetki belgesi Noun, International Law
yazılı müsaade vermek Verb
yazılı izin vermek Verb
yazılı izin zni vermek Verb
kanuni kovuşturmaya müsaade etmek Verb
kanuni takibata müsaade etmek Verb
kanuni takibata geçilmesine müsaade etmek Verb
birine müsaade etmek Verb
birine izin vermek Verb
birine sözleşme imzalaması için yetki vermek Verb
birine sözleşme imzalaması için müsaade vermek Verb
para ihracına müsaade etmek Verb
bir vergi koymaya müsaade etmek Verb
bir meblağın ödenmesine müsaade etmek Verb
menkul değerlerin satışına müsaade etmek Verb