bir daha

Turkish-English Translation

  1. second
  2. over again
  3. again
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bir daha bulmak veya kazanmak
to recover Verb
bir daha dönmemek üzere gitmek
to have gone for good and all Verb
bir daha ele geçmeyecek şekilde kaybedilmiş olmak
to be past recovery Verb
bir daha ele geçmeyecek şekilde kaybolmuş
past reclaim
bir daha ele geçmeyecek şekilde kaybolmuş
beyond reclaim
bir daha ele geçmez
irretrievable
bir daha okumak
to read again Verb
Bir daha olmasın.
Don't let it happen again. Sentence
bir daha yapmak
to redo Verb
bir daha yapmak
to work over Verb
(film) bir daha çekmek
to retake Verb
...'i bir daha gördüğünde
next time you see ... Adverb
...'i bir daha görürsen
next time you see ... Adverb
birini bir daha görmemeye karar vermek
to drop acquaintance with sb Verb
birini bir daha görmeyecek olmak
to see the last of someone Verb
birşeyi bir daha görmeyecek olmak
to see the last of something Verb
buraya bir daha ayak basma sakın
never darken my door again
kısa bir süre karşılaşan ve belki de ömürlerince bir daha karşılaşmayacak insanlar gibi
like ships that pass in the night
rolünü bir daha tekrarlamak
to run over one's part again Verb
(çek) daha sonraki bir tarihi koymak
to date ahead Verb
(yangın sigortası) bir yıldan daha kısa süreli sigorta primi
short rate
ama daha yüksek bir fiyat istemesi
teddy bear hug
ama iki misli paraya bir bahis daha teklif eder
double or quits
aynı türden bir tane daha
such another
başkalarına göre daha zayıf bir durumda olmak
to be at a disadvantage Verb
bir adım daha ileri gitmek
to go a step further Verb
bir aracın istenilenden daha keskin dönüş yapması
oversteer
bir düşünceyi bir kez daha doğrulamak
to echo a sentiment Verb
bir eve bir kat daha çıkmak
to add a story to a house Verb
bir firmada öteki ortaklara göre daha aşağı durumdaki a b
junior partner
bir firmada öteki ortaklara göre daha aşağı durumdaki ortak
junior partner
bir firmada öteki ortaklardan daha aşağı düzeydeki ortak
junior partner
bir gün daha süre tanımak
to grant a (day's) grace Verb
bir işi bir kez daha ele almak
to touch up Verb
bir işte daha çok pay sahibi olan ortak
dominant partner in a business
bir kat daha
yet
bir kere daha
again
bir kere daha
once more
bir kere daha gözden geçirmek
to reckon over Verb
bir kere daha yazmak
to write over again Verb
bir kez daha
once again
bir kez daha
yet again
bir kez daha denemek
to have another go Verb
bir kez daha düşünmek
to think twice Verb
bir kez daha ifade etmek gerekirse
to reiterate Adverb
bir kez daha incelemek
to further consideration Verb
bir kez daha saymak
to count over Verb
bir kez daha tekrarlanması için ücreti ödenmiş telgraf
repetition-paid telegram
bir kötülüğün vb daha başlangıçta önüne geçmek
to nip in the bud Verb
bir kuruluşun daha büyük bir kuruluşa bağlanması
affiliate
bir mahpusu daha iyi gözetimde tutmak
to keep a better watch over a prisoner Verb
bir malın daha uzun rafta kalma ömrü (dayanıklılığı
longer shelf life
bir meseleyi daha yüksek bir makama götürmek
to take a matter up with a higher authority Verb
bir meslek ya da mesleklere karşı daha az yönlendirici olmak
to deprofessionalize Verb
bir milleti daha büyük çaba göstermeye sevk etmek
to impel a nation to greater efforts Verb
bir o kadar daha
as much again
bir önceki tekliften daha aşağı teklif edilme
offered down
bir önceki tekliften daha aşağı teklif edilme
(US) offered down
bir şey satın alabilmek için bir şeyi daha alma şartı
tie in sale
bir şey yüzünden daha beter durumda olmamak
to be none the worse for sth Verb
bir şeyi daha az önemli göstermek
to underplay Verb
bir şeyi daha iyi yapayım derken beter etmek
to improve away Verb
bir şirketi daha kârlı bir yola sokmak
to put a company on the more profitable road Verb
bir sözcükte bir ya da daha çok harfin atlanması
aphaeresis
bir tanışıklığı daha yakın ilişkiye dönüştürmek
to improve an acquaintance Verb
bir vergiyi daha düşük oranda uygulamak
to charge a tax at a lower rate Verb
bir ya da daha çok mikropresesörü olan
microcomputer
bir yaşına daha girmek
to I am very much surprised Verb
bir yıldan daha uzun süreli sigorta poliçesi
long- rate policy
birini daha yüksek bir mevkie atamak
to appoint someone to a higher post Verb
birini daha yüksek bir vergi dilimine koymak
to put someone in a higher tax bracket Verb
borçlunun daha fazla bir meblağ ödeme vaadini içeren senet
penal bill
borçlunun daha fazla bir meblağ ödeme vadesini içeren senet
penal bill
bu tedbir işsizliği daha bir açığa çıkardı
this measure accentuate d the unemployment
daha aşağı düzeydeki bir mahkemeye havale etmek
to remit to a lower court Verb
daha büyük bir beceri göstermek
to exhibit a greater degree of skill Verb
daha dikkatli bir incelemeden sonra
upon further consideration
daha düşük bir fiyat teklif etmek
to quote a lower price Verb
daha düşük bir fiyatı kabul etmek
to come down Verb
daha düşük bir fiyattan
at a lower rate
daha düşük bir kâğıtla el alma girişimi
finesse
daha düşük bir ortalama maliyeti gerçekleştirebilen üstünlük
absolute cost advantage
daha erken bir tarihe almak
to accelerate Verb
daha eski bir tarih koymak
to date back Verb
daha eski bir tarihi koymak
to date in advance Verb
daha geniş bir düzeyde
on a wider plane
daha geniş milli bir programa dayanarak konuşmak
to speak from a broader national platform Verb
daha ileri bir seviyeye getirmek
to better Verb
daha iyi bir duruma getirmek
to better Verb
daha iyi bir fiyatı beklemek yerine
hit bid
daha iyi bir göreve terfi etmek
to rise to a better position Verb
daha iyi bir konuma geçmek
to move on to higher things Verb
daha iyi bir konuma geçmek
to move up in the world Verb
daha iyi bir mevki ie terfi etmek
to be promoted to a better position Verb
daha iyi bir mevkie terfi etmek
to be promoted to a better position Verb
daha iyi bir şey
better
daha iyi bir yere geçmek
to move on to higher things Verb
daha iyi bir yere gelmek
to move up in the world Verb
daha iyi bir yere gelmek
to better yourself Verb
daha önce satın alınmamış bir malı satın alma
buy grid
daha önce üzerinde hukuki bir karar alınmış bir husus
(Lat.) res judicata
daha önce verilmiş bir hakkı geri almak
to divest Verb
daha önceki bir kanunun anlamını yorumlayan kanun
expository statute
daha önceki bir kaydı silen kayıt
contra entry
daha önceki bir kaydı silen kayıt
counter entry
daha önceki bir kaydı silen kayıt ydı
counter entry
daha önceki bir kaydı silmek
to make a counterentry Verb
daha önceki bir olaya dönmek
to flash back Verb
daha önceki bir zamana dönmek
to flash back Verb, Cinema
daha önemli bir şeyden dolayı rafa kaldırılmak
to go by the wayside Verb
daha önemsiz bir durumda
down
daha pahalı ya da daha moda bir malın alımı ya da satımı
trade up
daha sonra ki bir tarihi atmak
to afterdate Verb
daha sonradan yapılan oylama ile bir öncekini iptal etmek
to unvote Verb
daha sonraki bir tarihi koymak
to date in advance Verb
daha sonraki bir tarihi koymak
(cheque) to date shead Verb
daha sonraki bir tarihte
at a future date Adverb
daha sonraki bir tarihte
deferred compensation
daha sonraki bir tarihte alınmış patent
later-dated patent
daha ucuz olan bir günlük gidiş-dönüş bileti
day return
daha vahim bir suçun
merger of crimes
daha yüksek bir fiyat
at a higher fas
daha yüksek bir fiyata
at a higher price
daha yüksek bir konuma gelmek
to move up Verb
daha yüksek bir mahkemeye başvurma
appeal to a higher court
daha yüksek bir meblağa sigorta etmek
to insure for a larger amount Verb
daha yüksek bir mertebeye çıkmak
to rise to a higher rank Verb
daha yüksek bir mevkie tayin edilmesi beklenen aday
probationer for higher grade
daha yüksek bir mevkie terfi ettirmek
to prefer to a higher post Verb
daha yüksek bir prim grubuna sokmak
to rate someone up Verb, Insurance
daha yüksek bir rütbeye terfi ettirilmek
to be promoted to a higher rank Verb
daha yumuşak ve daha büyük bir topla oynanan beyzbol oyunu
softball
davayı daha yüksek bir mahkemeye devretmek
to lodge an appeal Verb
davayı daha yüksek bir mahkemeye gönderme
appeal
davayı daha yüksek bir mahkemeye temyiz eden kimse
appellant
eve bir kat daha çıkmak
to add a storey to a house Verb
haklı çıkaran bir neden daha
additional reason
her bir atışta on ikiye daha yaklaşmak
to be nearer the bull's eye at each shot Verb
iki ya da daha çok hak kın bir kişide toplanması
merging of (two or more) rights in one person
iki ya da daha çok talibi olan bir arsanın durumu
scrambling possession
kazanılan parayı daha sonraki bir yarışa yatırmak
to parlay Verb
kişinin gereksinimlerinden daha geniş bir evde yaşaması
overhoused
küçük bir firmanın daha büyük bir firmayı satın alması
reverse take over
mali bakımdan daha iyi bir durumda olmak
to be better fixed financially Verb
okulda bir yıl daha derslere devam etmek
to continue at school for another year Verb
ona her zaman ödenenden daha yüksek olan bir ücret
red-circle rate
piyasada daha büyük bir yer işgal etmek
to get a bigger foot in the market Verb
piyasanın daha büyük bir payını ele geçirmek
to secure a better share of the market Verb
planlandığından daha uzun süren bir program ya da gösteri
run over
şirketleri daha güçlü yapmak için bir araya getirmek
to consolidate business companies Verb
sosyal merdivende bir basamak daha çıkmak
to climb a rung of the social ladder Verb
tahsis ya da kullanmada bir rakibine oranla daha etkin olması durumu
productive efficiency relative efficiency
telaffuz ederken bir ya da daha çok hecenin atlanması
haplology
toplumsal durumu daha düşük bir kişiyle yapılan evlenme
mesalliance
ya da tüm gezide daha iyi bir hizmet sınıfına geçilmek
to upgrade Verb
yeni bir makinayı daha kısa bir süre içinde amorti etmek
to depreciate a new machine over a shorter period Verb
yeni bir makineyi daha kısa bir süre içinde amorti etmek
to depreciate a new machine over a shorter period Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database