breather

  1. Noun duraklama, teneffüs, ara, paydos, dinlenme.
    have/take a breather: dinlenmek, ara vermek.
    give
    someone a breather: birisine nefes aldırmak.
    go for a breather: kısa bir gezintiye gitmek.
    Let's go (out) for a breather: Çıkıp biraz hava alalım.
  2. Noun nefesi kesen ağır iş/idman.
  3. Noun soluk/nefes alan.
  4. Noun hava deliği: kapalı bir kabın içini havalandırmak için bırakılan delik.
  5. Noun dalgıçlara, denizaltılara, kapalı yerdeki patlamalı motorlara hava sağlayan cihaz.
soluklanmak Verb