concerned

  1. Adjective ilgili, alâkalı, ilgi/alâka duyan, katılan, iştirak eden.
    the persons concerned: ilgili kimseler.

    the department concerned: ilgili daire.
    He is most closely concerned: O, çok yakından ilgilidir.
    to be concerned in: ilgili/ilgisi olmak.
    All concerned very much enjoyed their visit to the museum: Katılanların hepsi müzeyi ziyaretlerinden pek hoşlandılar.
    as far as I am concerned: bence, bana göre/kalırsa.
  2. Adjective endişeli, kaygılı, düşünceli, meraklı, üzüntülü.
    to be concerned for/about/at/by: endişe/kaygı
    duymak.
    I am concerned about him.
    I am concerned to hear that … : … işitince üzüldüm/endişe duydum.
    He looked very much concerned: Çok endişeli görünüyordu.
    I was very much concerned about my mother's illness.
  3. Adjective söz konusu, mevzuubahs.
    His honor is concerned: Şerefi söz konusudur.
  4. Adjective hakkında, konusunda.
    This story is concerned with fairies and wicked magicians.
o söz konusu olduğunda
bana kalırsa
kaygılanmak Verb
ilgili taraflar Noun
ilgili kişi
bir sorunu ilgili bakanlıklar arasında çözmek Verb
alakadarlar
ilgili taraflar
ilgililer Noun
X'e gelince/X konusunda/X söz konusu olunca.
Where work is concerned, I always try my best.
meşgul
hakkında kaygılı
dolaylı ya da doğrudan doğruya ilgili
dolaylı veya doğrudan doğruya ilgili
ilgili taraflar Noun
ilgili ürün
alakadar olmak Verb
umursamak Verb
birinin sağlığını merak etmek Verb
suikasta katılmış olmak Verb
bir suikaste karışmak Verb
onun için endişe ediyorum