dar

English Turkish Phrases

Dar al-Harb
Darül Harp Proper Name, Religion-Faith
Dar al-Kufr
Darül Küfür Proper Name, Religion-Faith
Dar es Salaam
Darüsselam: Tanzanyanın başkenti. Noun
Dar es Salaam
Darüsselam Noun, Place Names
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. difficult
  2. limited
  3. tight
  4. local
  5. strict
  6. spare
  7. insufficient
  8. narrow
  9. restricted
  10. small
  11. stringent
  12. scant
  13. cramped
  14. cramp
  15. scanty
  16. skimp
  17. clinging
  18. close
  19. sparing
  20. close fitting
  21. trews
  22. stenosed
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

dar geçit
narrow strait Noun, Geography
dar gelirliler
low-income persons Noun, Economics
dar gelirliler
persons of small means Noun, Economics
dar gelirliler
low-income groups Noun, Economics
dar görüşlülük
narrow-mindedness Noun
Dar şeritlerin soğuk haddelenmesi (NACE kodu: 24.32)
Cold rolling of narrow strip (NACE code: C24.3.2) Noun, Trades-Professions
darağacı
gallows Noun
darboğaz
narrow strait Noun, Geography
Darül Küfür
Dar al-Kufr Proper Name, Religion-Faith
darülaceze
almshouse Noun
(açı) dar
acute
dar açı
acute angle Noun, Geometry
dar açılı
acute angled Adjective, Geometry
dar alan
tight space Noun
dar anlam
strict construction
dar anlam
narrow construction
dar anlam
narrow interpretation
dar anlam
narrow sense
dar anlamda
in a limited sense
dar anlamda
in the strict sense
dar anlamda yorumlamak
to interpret restrictively Verb
dar anlamda yorumlamak
to construe restrictive ly Verb
dar anlamdaki risk
pure risk
dar anlamıyla
narrowly Adverb
dar arazi
strip of land
dar arazi
strip
dar bir açıklık
chink
dar bir alanda çok ürün yetiştirmeye vesile olan
intensive
dar bir anlamda
in a qualified sense
dar bir çevrede yaşamak
to live in a restricted circle Verb
dar bir pazarı olmak
to have a narrow market Verb
dar bir şekilde
narrowly Adverb
dar bütçe
tight budget
dar cadde
narrow street
dar dalgalanma sınırı
narrow band of fluctuation
dar dost çevresi
narrow circle of friends
dar durum
pinched circumstances
dar durumda olmak
to live in narrow circumstances Verb
dar durumda olmak
to live in straightened circumstances Verb
dar düşünceli
provincial
dar fikirli
little
dar fikirli
parochial
dar fikirli
narrow
dar fikirli
insular
dar fikirlilik
insularity
dar geçide gelmek
to have reached a bottleneck Verb
dar geçit
narrows
dar geçit
narrow pass
dar geçit
passway
dar geçit
throat
dar geçit
bottleneck
dar geçit
defile
dar geçit
narrow passage
dar geçit
narrow cove
dar görüş
parochial point of view
dar görüş
parochial outlook
dar görüşlü
narrow-minded
dar görüşlü
hidebound
dar görüşlü
illiberal
dar görüşlü kurallar
petty regulations Noun
dar görüşlülük
insularity of outlook
dar hat
narrow gage
dar kafalı
petty minded
dar kafalı
narrow-minded
dar kafalı
narrow- minded
dar kafalı
small minded
dar kafalı adamı ürkütmek
to flutter the dovecote Verb
dar kafalı ön yargılar
insular prejudices Noun
dar kafalılık
bigotry
dar kafalılık
parochialism
dar kenar
head note
dar kıyı
narrow shore Noun, Zoning Law
dar kot pantolon
skinny jeans Noun
dar kravat
string tie
dar mükellef
foreign-based taxpayer Noun, Accounting
dar olanakları olmak
to have only limited resources Verb
dar piyasa
narrow market
dar piyasası olan değerler
nonmarketable collateral
dar raylar
light railway
dar rule yol (pist başına kadar olan yol
taxi strip Aviation
dar sınır
narrow limitation
dar sınırlar içinde
within narrow bounds
dar sınırlı
partial
dar sokak
lane
dar tanım
rigorous definition
dar toprak yol
pathway Noun
dar toprak yol
trail Noun
dar toprak yol
dirt path Noun
dar toprak yol
foot path Noun
dar üçgen
acute triangle Noun, Geometry
dar ufuk
restricted horizon
dar üretim vadesi
tied times Noun
dar vadi
glen
dar ve adi oda
poky little room
dar ve çıkık göğüslü
pigeon chested
dar ve derin dere
ravine
dar ve dik yamaçlı vadi
gorge
dar ve kısa
scanty Adjective
dar ve uzun açıklık
slot
dar ve uzun bayrak
pennant
dar ve uzun yiv ya da delik açmak
to slot Verb
dar yer
confined space
dar yer
strait
dar yer
narrow space
dar yetkili askeri mahkeme
summary court-martial
dar yorum
literal construction
dar yorum
close interpretation
dar yorum
narrow construction
dar yorum
strict construction
dar yorum
restrictive interpretation Noun
dar yorumlanmış
strictly construed
dar zaman
short hour
ağaçlı dar vadi
dene
ahırdan bozma evleri olan dar sokak
mews
alçak basınçlı dar ve uzun havaalanı
trough of low barometric pressure
bir şeyin dar yorumunu yapmak
to construe something restrictively Verb
çocuk büyüdükçe giysileri dar gelmek
to grow out of one's clothes Verb
demiryolu dar hattı
narrow gauge
'e dar bir yorum getirmek
to put a restrictive interpretation on Verb
eli dar olmak
to pressed for funds money Verb
eski zamanlarda dar ve kısa pantolon
hose
fazla veya dar kesmek
to scrimp Verb
geçim olanakları dar olmak
to limited means Verb
gemide veya trende dar bir yatak
berth
ileri doğru uzanan dar kara parçası
panhandle Noun
kaya üzerinde yukarı doğru yükselen dar ve derin oluk
chimney
kelimenin dar anlamında
in the strict sense of the word
kısa dar yol
little way
laboratuvarda kullanılan dar boyunlu şişe
flask
sel sularının aktığı dar vadi
gulch
uzun ve dar parça
strip
yayalar için dar köprü
footbridge
yeri dar olmak
to be confined for space Verb
zaman bakımından dar gezi programı
busy schedule
zamanı dar olmak
to be crowded for time Verb
zamanı dar olmak
to be pressed for time Verb
zamanı dar olmak
to be pinched for time Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Fiilden fiil yapma eki
  2. Genişliği, içine girecek şeye göre yetersiz ... geniş ve bol olmayan
  3. Birkaç bölümden ... ev, konak
  4. Îdâma mahkûm ... asıldığı darağacı
  5. bk. zar
  6. Kavga, savaş, mücâdele
  7. Sonuna geldiği kelimelere “tutan, sâhip ve ... sıfat ve isimler yapar
  8. Zararlı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.