defensive

English-Turkish Translation

  1. savunma(ya yarayan), savunmalık, tedafüî, koruyucu.
    defensive weapons: savunma silahları.
    a defensive position.
  2. saldırıyı karşılama/önleme maksadıyla yapılan.
    defensive alliance: savunma anlaşması.
    a defensive
    attitude. defensive treaty.
  3. savunma (ile ilgili), savunmaya ait.
  4. hep saldırı/taarruz bekleyen, hep saldırıya maruz kalacakmış gibi davranan.
    I wonder why he's so defensive
    about his wife.
    on the defensive: kendini savunma lüzumunu duyan.
  5. savunma konumu, müdafaa vaziyeti.
    to be/stand on the defensive: savunmada kalmak, savunma durumuna
    geçmek, savunma zorunda kalmak.
    to be on the defensive about one's mistakes.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

conduct one's own defensive
kendi savunmasını kendi yapmak Verb
deliver a defensive
dava savunması yapmak Verb
stand on the defensive
savunmada kalmak Verb
stand on the defensive
savunma da kalmak Verb
defensive allegation
bir davada karşı tarafın cevap vermemesi durumunda gıyabi karar alınmasını öngören iddianame
defensive alliance
savunma amacıyla yapılan anlaşma
defensive alliance
bir saldırıya ortaklaşa karşı koymak amacıyla oluşturulan ittifak
defensive area
savunma bölgesi
defensive elasticity
savunucu esneklik
defensive elasticity
defansif esneklik
defensive emergency
acil savunma durumu
defensive issues
silahlanma tahvilleri Noun
defensive measures
savunma önlemleri Noun
defensive minefield
savunma mayın tarlası
defensive offensive
savunmalı taarruz
defensive pact
savunma antlaşması
defensive pact
savunma paktı
defensive position
savunma mevzii
defensive post
savunma mevzii
defensive securities
ortalamadan daha dengeli ve yatırımcıya daha emin gelir getiren menkul kıymetler ve tahviller Noun
defensive site
savunma alanı
defensive strike
savunma grevi
defensive war
savunma amacıyla girişilen savaş
defensive war
tedafüi harp
defensive war
savunma savaşı
defensive warfare
savunma savaşı
defensive weapon
savunma silahı
defensive zone
savunma bölgesi
coestal defensive force
sahil savunma gücü
offensive and defensive alliance
saldırı ve savunma ittifakı
offensive and defensive arms
saldırı ve savunma silahları Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database