geçersiz

Turkish-English Translation

  1. Adjective inoperative
  2. Adjective, Law nugatory
  3. dead
  4. Information Technology illegal
  5. naked
  6. Adjective irrelevant
  7. illegitimate
  8. Information Technology invalid
  9. null
  10. unsound
  11. bad
  12. Information Technology void
  13. lapsed
  14. without (of no) effect
  15. insufficient at law
  16. null and void
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

hukuki bakımdan geçersiz
irrelevant in point of law
kanunen geçersiz
legally ineffective
kısmen geçersiz
void in part
geçersiz akit
nudum pactum Noun, Law
geçersiz akreditif
invalid letter of credit
geçersiz belge
document that is not in (legal) order
geçersiz belge
bad certificate
geçersiz bilet
invalid ticket
geçersiz bilet
out-of-date ticket
geçersiz çek
invalid cheque
geçersiz delil
incompetent evidence
geçersiz devir
invalid assignment
geçersiz devir
improper transfer
geçersiz hale gelmek
to become invalid Verb
geçersiz hüküm
void judgment Noun
geçersiz hüküm kmü
void judgment
geçersiz işlem
void transaction
geçersiz kılan neden
invalidating cause
geçersiz kılınması veya izale edilmesi arz olunur
billa cassetur
geçersiz kılınmış
outdated
geçersiz kılınmış tahviller
invalidated bonds Noun
geçersiz kılma
annulment Noun
geçersiz kılma
negation Noun
geçersiz kılma
quashal Noun, Law
geçersiz kılmak
to revoke Verb, Law
geçersiz kılmak
to overrule Verb
geçersiz kılmak
to void Verb
geçersiz kılmak
to make void Verb
geçersiz kılmak
to annul Verb
geçersiz kılmak
to cancel Verb
geçersiz kılmak
to render null and void Verb
geçersiz kılmak
to quash Verb, Law
geçersiz kılmak (eskisini)
override Information Technology
geçersiz muamele
void transaction
geçersiz muamele
void process
geçersiz obligasyonlar
disabled bonds Noun
geçersiz olarak verilmiş teminat
rescission bonds
geçersiz olma
of no legal force
geçersiz olmak
to become inoperative Verb
geçersiz olmak
to fall void Verb
geçersiz oy
invalid ballot
geçersiz oy
invalid vote
geçersiz oy pusulası
bad voting paper
geçersiz oy pusulası
spoiled spoilt voting paper
geçersiz saymak
to invalidate Verb
geçersiz saymak
to declare null and void Verb
geçersiz saymak
to vitiate Verb
geçersiz sebep
unsound reason
geçersiz sözleşme
invalid contract
geçersiz sözleşme
void contract
geçersiz sözleşme
nudum pactum Noun, Law
geçersiz tahvil
disabled bonds
geçersiz talep
invalid claim
geçersiz talep
stale claim
geçersiz vasiyetname
invalid will
(parlamento) geçersiz oy pusulası
scratch ticket
...'i geçersiz kılan
in derogation of ... Adjective, Law
artık geçersiz bilet
ticket no longer available
artık geçersiz bileti
ticket no longer available
banknotun geçersiz yapılması
defacement of bank note
başlangıçtan geçersiz olmak
to be void on its face Verb
bir belgenin geçersiz olduğunu beyan etmek
to declare an act a nullity Verb
bir belgeyi geçersiz kılmak
to frustrate a deed Verb
bir belgeyi geçersiz saymak
to defeat a document Verb
bir evlenmeyi geçersiz yapan engel
diriment impediments
bir evliliği geçersiz ilan etmek
to declare a marriage invalid Verb
bir garantinin geçersiz olduğunu bildirmek
to rescind a guaranty Verb
bir hükmü geçersiz kılmak
to invalidate a judgement Verb
bir hükmü geçersiz kılmak
to invalidate a judgment Verb
bir kanıtı geçersiz saymak
to strike out something Verb, Law
bir kanunu geçersiz kılmak
to make a law of no effect Verb
bir maddeyi geçersiz kılmak
to make a clause void Verb
bir maddeyi geçersiz yapmak
to make a clause void Verb
bir menkul eşya vasiyetinin geçersiz olması
lapse of a legacy
bir oyu geçersiz saymak
to cancel a vote Verb
bir patenti geçersiz kılmak
to invalidate a patent Verb
bir seçimi geçersiz saymak
to invalidate an election Verb
bir seçimi geçersiz saymak
to declare an election void Verb
bir senedi geçersiz kılmak
to frustrate a deed Verb
bir şeyi geçersiz yapmak
to declare null and void Verb
bir şeyin geçersiz olduğunu ilan etmek
to declare something void Verb
bir sözleşmeyi geçersiz kılmak
to vitiate a contract Verb
bir sözleşmeyi geçersiz kılmak
to invalidate a contract Verb
bir sözleşmeyi geçersiz kılmak
to nullify an agreement Verb
bir vasiyetnamenin geçersiz olduğunu beyan etmek
to set aside a will Verb
bir vasiyetnameyi geçersiz kılmak
to invalidate a will Verb
birşeyi geçersiz ilan etmek
to strike down something Verb
bu tür anlaşmalar kanun nazarında geçersiz kılınabilir
unconscionable bargain
delilin geçersiz kılınması
invalidation of evidence
hisse senetlerinin geçersiz olduğunu ilan etmek
to cancel lost shares Verb
kanunen geçersiz olmak
to be void under statute Verb
kanunu geçersiz kılmak
to make a law of no effect Verb
kayıp hisse senetlerinin geçersiz olduğunu ilan etmek
to cancel lost shares Verb
menkul değerleri geçersiz kılmak
to invalidate securities Verb
menkul değerlerin geçersiz kılınması
invalidation of securities
patenti geçersiz kılmak
to invalidate a patent Verb
ruhsat geçersiz sayılır
the licence shall be deemed void
seçimi geçersiz saymak
to declare an election void Verb
sözleşmeyi geçersiz kılmak
to invalidate a contract Verb
sözleşmeyi geçersiz kılmak
to nullify an agreement Verb
sözleşmeyi geçersiz saymak
to consider the contract void Verb
vasiyetname eki vs'yi geçersiz kılma niyeti
animus revocandi
vasiyetnameyi geçersiz kılmak
to invalidate a will Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yürürlükte olmayan, ... hükümsüz, bâtıl
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.