grounds

  1. (a) telve, çökelti, çökelek, çöküntü, tortu.
    coffee grounds. (b) (evin etrafındaki) bahçe, çimenlik.
  2. Noun özel arazi, mülk.
  3. Noun oyun sahası, stadyum.
  4. Noun sebep, bahane.
Kamp alanları, motorlu karavan ve karavan tipi treyler (römork) park hizmetleri (NACE kodu: 55.3) Noun, Trades-Professions
Kamp alanları, motorlu karavan ve karavan tipi treyler (römork) park hizmetleri (NACE kodu: 55.30) Noun, Trades-Professions
haklı nedenlerle hareket etmek Verb
elde yeterli neden olmadan karara varmak Verb
(US) istasyon
gerekçe yeterli görülmediğinden reddetmek Verb
usulden reddetmek Verb, Legal Procedure
elçilik binası alanı
sebep ortaya koymak Verb
sergi alanı
geniş arazi
bayram yeri
balık avlama alanı
balıkçılık sahası Noun
(Kızılderililere göre) cennet.
geniş arazisi olmak Verb
iyi nedenleri olmak Verb
yayılma alanı
iyi/makul sebeplere dayanan.
kanuni nedenlerden
politik nedenlerden
usul hukuk gerekçesiyle
usul hukuku gerekçesiyle
usulden Adverb, Legal Procedure
usul yönünden Adverb, Law
mevsim koşulları yüzünden
benzer gerekçelerle Adverb
bu nedenlerden
fabrika sahası Noun
(Br) eğlence parkı
araziyi keşfetmek Verb
gerekçeler ileri sürmek Verb
geçerli nedenler Noun
bir kararın gerekçeleri Noun
başvuru gerekçeleri Noun
iptal nedeni
iptal gerekçesi Noun, Law
jüri üyelerinin red gerekçesi
boşanma nedenleri Noun
memleketten ihraç nedenleri Noun
ihbar gerekçesi
görevinden uzaklaştırma nedenleri Noun
maden ocağı arazisi
temyiz nedeni
temyiz nedenleri Noun, Law
haciz nedenleri Noun
yürürlükten kaldırma gerekçesi
gerekenden çok işçi olduğundan işçi çıkarma
suç gerekçesiyle boşanma
hastalık yüzünden özür dilemek Verb
şikâyet etmek için nedeni olmak (olmamak Verb
müstaceliyet nedeniyle
… gerekçesiyle Adverb
âdet yerini bulsun diye
nedeniyle, sebebiyle, -e dayanarak.
vicdani sebeplerle
... olduğu gerekçesiyle Adverb
Ne sebeple?
Hangi gerekçeyle?
kuşkulanmak için makul neden
hata yüzünden bir sözleşmeyi iptal etmek Verb
temyiz gerekçesi