handy

  1. Adjective hazır, yakın, el altında.
    I always have an aspirin handy . The shops are quite handy.
  2. Adjective yararlı, faydalı, işe yarar, elverişli, kullanışlı.
    a handy tool. a handy little car. a handy reference
    book. This is a handy little box.
  3. Adjective becerikli, usta, hünerli, mahir, eli işe yatkın.
    a handy person. He's handy with his fists/with a gun.
işe yaramak, hiç de fena olmamak.
That would come in very handy: Bu çok işe yarar.
A few more
traveller's cheques may come in handy on holiday.
Keep that, it will come handy some day: Onu sakla, bir gün işe yarar.
el ulağı
kullanışlı boy
uygun tren ve otobüs bağlantıları Noun
kolay yöntem