konuşmak

Turkish-English Translation

  1. Verb to chew over
  2. Verb to discourse
  3. Verb to rap
  4. speak
  5. Verb to talk
  6. Verb to speak
  7. Verb to communicate
  8. Verb to converse
  9. Verb to chat
  10. Verb to talk with each other
  11. Verb to talk about
  12. Verb to be on friendly terms with
  13. Verb to be on speaking terms with
  14. Verb (col) (for sth) to be eye-catching
  15. syllable
  16. Verb to discuss
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Açık konuşalım.
Let's talk turkey. Sentence, Idioms
(gemiler arası) işaretle konuşmak
to speak Verb
abartılı konuşmak
to rant Verb
abuk sabuk konuşmak
to talk incoherently Verb
abuk sabuk konuşmak
to wander Verb
acı konuşmak
to tell the painful truth unsparingly Verb
acı konuşmak
to speak in an offensive manner Verb
açık konuşmak
to speak candidly Verb
açık konuşmak
to come into the open Verb
açık saçık konuşmak
to pick someone up sharply Verb
açıkça konuşmak
to speak unreservedly Verb
alçak sesle konuşmak
to speak with a low voice Verb
alçak sesle konuşmak
to speak in a low voice Verb
aleyhinde konuşmak
to attack Verb
anlamsız konuşmak
to waffle Verb
anlaşılmaz bir dille konuşmak
to talk double dutch Verb
aptal aptal konuşmak
to haver Verb
ara vermeden konuşmak
to talk one's head off Verb
ateşli konuşmak
to thump the cushion Verb
ayakta konuşmak
to be on one's legs Verb
babaca konuşmak
to talks to someone like a dutch uncle Verb
bağırarak konuşmak
to shout at Verb
bağırarak saçma sapan konuşmak
to quack Verb
baş başa vererek konuşmak
to confabulate Verb
başbakanla konuşmak
to have audience with the prime minister Verb
başkasının anlayamayacağı konuda konuşmak
to talk over sb's head Verb
bile bile konuşmak
to speak from one's own knowledge Verb
bile bile konuşmak
to speak by the card Verb
bir çok dil konuşmak
to speak several languages Verb
bir konu hakkında konuşmak
to discuss a matter Verb
bir konuyu konuşmak
to talk a matter over Verb
bir önergenin lehinde konuşmak
to speak in support of a motion Verb
bir plan üzerinde konuşmak
to talk over a plan Verb
bir şeyin aleyhinde konuşmak
to comment adversely upon sth Verb
bir sorun hakkında konuşmak
to talk over Verb
bir toplantıda konuşmak
to address a meeting Verb
biri hakkında kötü konuşmak
to speak evil of sb Verb
biri hakkında övgüyle konuşmak
to speak highly of sb Verb
birinden yana konuşmak
to put in a good word for sb Verb
birini yerici konuşmak
to speak disparagingly about sb Verb
birinin aleyhinde konuşmak
to talk ill of sb Verb
birinin arkasından konuşmak
to bad-mouth someone Verb
birinin arkasından kötü konuşmak
to cast obloquy upon sb Verb
birinin hakkında kötü konuşmak
to bad-mouth someone Verb
birinin hakkında övgüyle konuşmak
to speak highly of sb Verb
birinin lehinde konuşmak
to speak in recommendation of sb Verb
birinin lehinde konuşmak
to speak in sb's favour Verb
birinin lehinde konuşmak
to speak in support of sb's policy Verb
biriyle açık konuşmak
to be open with Verb
biriyle açık konuşmak
to give it to someone straight Verb
biriyle konuşmak
to hold a conversation with sb Verb
biriyle konuşmak
to talk to sb Verb
biriyle konuşmak
to hold a discourse with sb Verb
biriyle özel olarak konuşmak
to speak to someone privately Verb
biriyle randevu vererek konuşmak
to meet someone by term Verb
boş boş konuşmak
to talk nonsense Verb
boş konuşmak
to talk nonsense Verb
boşa konuşmak
to waste your breath Verb
bozuk ingilizce konuşmak
to speak broken English Verb
bülbül gibi konuşmak
to speak fluently Verb
burnundan konuşmak
to speak through the nose Verb
burundan konuşmak
to speak through the nose Verb
çıtır çıtır konuşmak
to run off a speech Verb
çok akıcı konuşmak
to have a ready flow of language Verb
çok konuşmak
to have a lot to say for yourself Verb
davacı aleyhine konuşmak
to go against the plaintiff Verb
dereden tepeden konuşmak
to have a rambling conversation Verb
devamlı konuşmak
to run on Verb
dinleyicilerin düzeyine inerek konuşmak
to talk down to an audience Verb
dişlerinin arasından konuşmak
to grind out Verb
dobra dobra konuşmak
to talk turkey Verb
dobra dobra konuşmak
to have a direct way of speaking Verb
dobra dobra konuşmak
to be outspoken Verb
doğaçlama konuşmak
to extemporize Verb
doğaçlama konuşmak
to ad-lib Verb
dolambaçlı konuşmak
to mince words Verb
durmadan konuşmak
to talk away Verb
durmadan konuşmak
to talk away one's life Verb
durmadan ve düşünmeden konuşmak
to yak Verb
durumu bilerek konuşmak
to speak with full knowledge of the facts Verb
düşünmeksizin konuşmak
to talk in light term Verb
esas konu üzerinde konuşmak
to speak to the point Verb
etraflıca konuşmak
to talk through Verb
ezberden konuşmak
to speak from memory Verb
fazla konuşmak
to speechify Verb
fazla konuşmak
to prate Verb
fıs fıs konuşmak
to talk in whispers Verb
genizden konuşmak
to speak through the nose Verb
gerçeklere dayanarak konuşmak
to start from reality Verb
gizli konuşmak
to whisper Verb
gündem dışı konuşmak
to travel out of the record Verb
gündem konusunda konuşmak
to speak on the agenda Verb
güzel konuşmak
to talk fine Verb
hakkında konuşmak
to talk about Verb
hakkında kötü konuşmak
to back mouth Verb
hararetli konuşmak
to descant Verb
harbi konuşmak
(slang) to speak the truth Verb
havaya konuşmak
to talk in light term Verb
haysiyet kırıcı konuşmak
to speak degrading ly Verb
hazırlanmadan konuşmak
to speak extempore Verb
homurdanarak konuşmak
to snort Verb
imajlarla konuşmak
to speak in images Verb
irticalen konuşmak
to speak off the cuff Verb
irticalen konuşmak
to speak extempore Verb
irticali konuşmak
to speak extempore Verb
iş konuşmak
to talk about business Verb
iş konuşmak
to talk shop Verb
iş konuşmak
to talk business Verb
işaretlerle konuşmak
to talk by signals Verb
kaba bir şekilde konuşmak
to speak in a rude fashion Verb
kaçamaklı konuşmak
to fence Verb
kaçamaklı konuşmak
to mince words Verb
kaçamaklı konuşmak
to prevaricate Verb
kendi açısından konuşmak
to tell one's own tale Verb
kendi için konuşmak
to speak for oneself Verb
kendi kendine konuşmak
to talk to oneself Verb
kesintili konuşmak
to talk prunes and prisms Verb
kırıcı konuşmak
to snap at sb Verb
kontrol suz konuşmak
to speak without control Verb
kontrolsüz konuşmak
to speak without control Verb
konu dışı konuşmak
to discuss outside subjects Verb
konu üzerinde konuşmak
to speak to the matter Verb
küçük düşürücü şekilde konuşmak
to speak disparagingly Verb
küfürlü konuşmak
to use bad language Verb
küstahça konuşmak
to sass Verb
lastikli konuşmak
to suspend one's opinion Verb
lastikli konuşmak
to play the field Verb
lastikli konuşmak
(fig) to speak in double entendres Verb
mahkemede birinin aleyhinde konuşmak
to appear against sb Verb
mahrem konuşmak
to speak off the record Verb
makara gibi konuşmak
to talk nineteen to the dozen Verb
makine gibi konuşmak
to talk nine to the dozen Verb
makul konuşmak
to talk sense Verb
makul konuşmak
to talk wisdom Verb
meler gibi konuşmak
to bleat Verb
mikrofona konuşmak
to talk into the microphone Verb
müstehcen konuşmak
to talk obscene ly Verb
nefesi kesilerek konuşmak
to gasp Verb
notsuz konuşmak
to speak without notes Verb
nutuk atar gibi konuşmak
to spout Verb
ölçülü konuşmak
to speak in a measured tone Verb
ölçülü konuşmak
to speak in measures terms Verb
ölçülü konuşmak
to speak in measured terms Verb
önemsiz sıradan şeyler konuşmak
to talk commonplaces Verb
önerge aleyhinde konuşmak
to speak against the motion Verb
para konusunda konuşmak
to be on the subject of money Verb
peltek peltek konuşmak
to lisp Verb
politika konuşmak
to talk politics Verb
saatlerce konuşmak
to sustain a conversation for hours Verb
saçma konuşmak
to talk rubbish Verb
saçma konuşmak
to talk nonsense Verb
saçma konuşmak
to shoot the bull Verb
saçma sapan konuşmak
to talk out of the back of one's neck Verb
saçma sapan konuşmak
to talk through Verb
saçma sapan konuşmak
to talk through one's hat Verb
saçma sapan konuşmak
to talk nonsense Verb
saçmasapan konuşmak
to drool Verb
sağlam emsallere dayanarak konuşmak
to take one's stand upon sound precedents Verb
şaka yollu konuşmak
to speak with one's tongue in one's cheek Verb
sakınmadan konuşmak
to speak without restraint Verb
saygısızca konuşmak
to speak disrespectfully Verb
sert konuşmak
to speak harshly Verb
sırası gelmeden konuşmak
to be talking out of turn Verb
sözcükleri yayarak konuşmak
to drawl Verb
şundan bundan konuşmak
to speak about this and that Verb
teklifsiz konuşmak
to speak off the record Verb
teklifsizce konuşmak
to chat Verb
televizyon da konuşmak
to speak on television Verb
televizyonda konuşmak
to speak on television Verb
tenkit yollu konuşmak
to animadvert Verb
tereddüt ederek konuşmak
to hem Verb
toplantı da konuşmak
to address a meeting Verb
tükürük saçarak konuşmak
to sputter Verb
tükürür gibi konuşmak
to splutter Verb
uzun konuşmak
to speak volumes Verb
uzun konuşmak
to spiel Verb
yerinde konuşmak
to speak to the purpose Verb
zarif bir biçimde konuşmak
to mince Verb
zırva konuşmak
to talk through one's hat Verb
konuşmak niyetiyle yaklaşmak
to accost Verb
konuşmak üzere ayağa kalkmak
to get on one's feet Verb
konuşmak üzere ayağa kalkmak
to get on one's hind legs Verb
müdürle konuşmak istemek
to ask for the manager Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir dilin ... telaffuz etmek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.