modern

  1. çağdaş, asrî, modern.
  2. Yeni Çağ, Orta Çağdan sonraki tarih dönemi.
    modern history: Yeni Çağ tarihi.
  3. yeni, asrî, modern.
    Television is a modern invention. A house with all modern conveniences.
  4. çağcıl, bügünkü, zamanımızın/bugünün … , yaşayan.
    modern languages: yaşayan diller.
  5. çağdaş/çağcıl/modern kimse.
  6. yenilik taraftarı, çağcıl zevk ve görüşleri olan kimse.
  7. Printing yeni matbaa harfleri: düşey çizgileri kalın, hatları düzgün, harf ucu çıkıntıları ince harf türü.
çağdaşlaşma Noun, Sociology
modernleşme Noun, Sociology
modernizasyon Noun, Sociology
muasırlaşma Noun, Sociology
modernleştirmeci Adjective, Sociology
çağdaşlık Noun, Sociology
muasırlık Noun, Sociology
modernlik Noun, Sociology
modernite Noun, Sociology
çağdaşlaşma Noun, Sociology
modernleşme Noun, Sociology
modernizasyon Noun, Sociology
muasırlaşma Noun, Sociology
modernleştirmeci Adjective, Sociology
modern ordu Noun, Military
muasır medeniyet Noun, Politics-Intl. Relations
modern yapı
modern/yeni dans, bütün vücudun kıvrak hareketleriyle soyut fikirleri ifade eden dans.
bugünkü İngilizce
modern teçhizat
yakınçağ tarihi
modern ev
çağdaş/modern/ileri caz, 1940'tan sonra gelişen harmonik ve ritmik bakımdan daha zengin caz.
yaşayan dil
modern dil
modern yöntemler Noun
çağdaş beşli yarış: 300 m yüzme, 4000 m kır koşusu, 30 hendek atlamalı 5000 m engelli koşu, 25 m'den
hedefe ateş etme ve eskrimden oluşan olimpiyat yarışması.
modern pentatlon Noun, Sports
80'li yılların başında geliştirilmiş olan hisse senedi değerlendirme kuramı
çağdaş portföy kuramı
insan işlerinde liberal
mali işlerde muhafazakâr hükümet felsefesi
çağdaş cumhuriyetçilik
modern teknik çareler Noun
modern miktar teorisi
yakın çağlar Noun
Asri Zamanlar Proper Name, Cinema
çağdaş görüşler Noun
çağdaş yazar
modern diller şubesi Noun
devletin ekonomik rasyoneli
bir oteli modern teçhizatla tefriş etmek Verb
çağdaş toplumun temelleri Noun
çağdaş toplumun temelleri Noun
çağdaş yaşamın telaşı
yeni buluşlara ayak uydurmak Verb
çağdaş modern dilleri öğrenmek Verb
çağdaş dilleri öğrenmek Verb
çağdaş yaşamın yarattığı gerginlik
çağdaş yaşamın gerginliğini çekmek Verb
yaşayan dillere kaydolmak Verb
modern bir dairenin konforu
evlerini her türlü konforu haiz yaptılar Noun
büyük bir şehirde çağdaş hayatın girdabı
her türlü modern konforu haiz
her türlü modern konforu haiz
bütün modern konforlarla
  1. down to date
  2. fashionable
  3. present day
  4. switched on
  5. up to date
  6. with it
  7. modern
  8. up to the minute
  9. present-day
  10. contemporary
modernity Noun, Sociology
modernization Noun, Sociology
modernisation Noun, Sociology
modernization Noun, Sociology
modernisation Noun, Sociology
modernity Noun, Sociology
ultramodern
state-of-the-art Adjective
up to the minute
modernistic
the convenience of a modern flat
modern language
department of modern languages Noun
modern house
up to date house
to update Verb
modern theory of quantity
exclusive patterns Noun
modern army Noun, Military
modern pentathlon Noun, Sports
modern equipment
modern technical devices Noun
modern construction
modern methods Noun
to streamline one's sales representatives Verb
to streamline one's sales representations Verb
to fit up a hotel with modern comforts and conveniences Verb
with all modern conveniences
to read modern languages Verb
will all modern conveniences
with all modern conveniences
to streamline administration and paperwork Verb

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İçinde bulunulan ... yeni, asrî