punishment

be brought to punishment for one's crimes

suçlarından yargılanmak Verb

European Convention for the Prevention of Torture and Inhuman or Degrading Treatment or Punishment

İşkencenin ve Gayri İnsani Ya Da Küçültücü Ceza Veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law

stand one's punishment like a man

cezaya erkekçe katlanmak Verb

accessory punishment

feri ceza

adequate punishment

layık ceza

amenable to punishment

cezayı müstelzim

amenable to punishment

cezaya çarptırılabilir

arbitrary punishment

keyfi ceza

arbitrary punishment

istenildiği şekilde verilen ceza

award a disciplinary punishment

disiplin cezası vermek Verb

capital punishment

ölüm/idam cezası. Noun

capital punishment

idam cezası Noun, Criminal Law

collective punishment

kolektif ceza

collective punishment

ortak ceza

Convention Against Torture and Other Cruel, Inhuman or Degrading Treatment or Punishment

İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı Veya Onur Kırıcı Muamele Veya Cezaya Karşı Sözleşme Noun, International Law

Convention against Torture and Other Cruel, Inhuman or Degrading Treatment or Punishment

İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ve Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme Proper Name, Law

corporal punishment

beden cezası

corporal punishment

cismani ceza

corporal punishment

bedeni ceza

corporal punishment

dayak cezası

corporal punishment

dayak

Crime and Punishment

Suç ve Ceza Noun, Literature

cruel and unusual punishment

işkence veya barbarlık teşkil eden ceza

cruel and unusual punishment

işkence veya barbarlık teşkil eden mutat olmayan ceza

cruel punishment

zalim cezalandırma

cumulative punishment

mahkûmun bir cezayı çektikten sonra bir başka cezayı daha çekmesi

cumulative punishment

birikmiş ceza

deserve punishment

cezaya müstahak olmak Verb

disciplinary punishment

disiplin cezası Noun

effective punishment

fiili ceza

effectual punishment

fiili ceza

escape punishment

cezadan kurtulmak Verb

evade punishment

cezadan kurtulmak Verb

evade punishment

cezadan kaçmak Verb

execution of punishment

cezanın infazı

exemplary punishment

örnek teşkil edecek ceza

harshness of a punishment

bir cezanın ağırlığı

immunity from punishment

cezadan muafiyet

impose punishment

ceza vermek Verb

increase of the severity of the punishment

teşdit

incur a punishment

cezayı gerektirmek Verb

incur punishment

ceza gerektirmek Verb

incur punishment

cezaya uğramak Verb

infamous punishment

ağır hapis cezası

inflict a disciplinary punishment

birine disiplin cezası vermek Verb

inflict punishment

ceza vermek Verb

inflict punishment

cezaya uğratmak Verb

Inhuman and Degrading Treatment or Punishment

birleşmiş milletler işkence ve başka zalimce , insanlık dışı ya da onur kır

just punishment

adil ceza

lawful punishment

kanuni ceza

lenient punishment

hafif ceza

liable to punishment

ceza gerektirebilir

light punishment

hafif ceza

make out punishment

cezayı saptamak Verb

maximum punishment

azami ceza

merit punishment

cezayı hak etmek Verb

mete out punishment

ceza dağıtmak Verb

mild punishment

hafif ceza

mitigation of punishment

cezanın hafifletilmesi

outrun punishment

cezadan kaçıp kurtulmak Verb

prohibited punishment

caiz olmayan ceza

pronounce punishment

cezaya çarptırmak Verb

receive punishment

ceza yemek

requiring punishment

ceza gerektirici Adjective, Law

retributive punishment

misilleme cezası

severe punishment

ağır ceza

smart punishment

ağır ceza

subsidiary punishment

feri ceza

summary punishment

(askerlik) disiplin cezası

superimpose a punishment

bir cezayı bir başkasına eklemek Verb

tazir punishment

tazir cezası Noun, Religion-Faith

threaten with punishment

ceza ile tehdit etmek Verb

UN Convention against Torture and Other Cruel, Inhuman or Degrading Treatment or Punishment

İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Proper Name, Law

punishment of death

ölüm cezası

"no punishment without law" principle

suç ve cezada kanunilik ilkesi Noun, Law

administer punishment to sb

birine ceza vermek Verb

corporal punishment penalty for nonperformance of a contract

bedeni ceza bir akdin ifa edilmemesinden doğan ceza

inflict disciplinary punishment on sb

birine disiplin cezası vermek Verb

inflict punishment on sb

birine ceza vermek Verb

make the punishment fit for the crime

cezayı suça uygun düşürmek Verb

make the punishment fit the crime

cezayı suça uygun düşürmek Verb

make the punishment fit the crime

cezayı suça uydurmak Verb

Convention on the Prevention and Punishment of Crimes against Internationally Protected Persons

Uluslararası Korunan Kişilere Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi Proper Name, International Law

Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide

Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Jenositin Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkındaki Sözleşme Noun, International Law

New York Convention on the Prevention and Punishment of Crimes against Internationally Protected Persons, Including Diplomatic Agents

Diplomatik Ajanlar Dahil Uluslararası Korunan Şahıslara Karşı Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılması Proper Name, Law

United Nations Convention on the Prevention and Punishment of Crimes Against Internationally Protected Persons, Including Diplomatic Agents

Birleşmiş Milletler Diplomasi Ajanları Dahil Olmak Üzere Uluslararası Korunan Kişilere Karşı İşlenen Noun, International Law