rahat

Turkish-English Translation

  1. rest
  2. comfortable
  3. smooth
  4. comfort
  5. ease
  6. convenient
  7. peaceful
  8. relaxed
  9. easy
  10. Adjective gracious
  11. tranquil
  12. quiet
  13. untroubled
  14. comfy
  15. repose
  16. cosy
  17. commodious
  18. cushy
  19. easygoing
  20. at ease
  21. cozy
  22. easeful
  23. intime
  24. reposeful
  25. to keep a good house
  26. homey
  27. physical comfort
  28. please and quiet
  29. sb who has an easy manner
  30. soft
  31. comfortful
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ciddi ve sürekli rahat
solid comfort
çok rahat
luxurious Adjective
ev gibi rahat
homelike
gönlü rahat
complacent
gönlü rahat
easy in one's mind
rahat bir duruş
to assure an easy posture
rahat bir hayat sürecek şekilde hayatını kazanmak
to earn a good living Verb
rahat bir şekilde
comfortably Adverb
rahat bırakmak
to back off Verb
rahat bırakmak
to let alone
rahat bırakmak
to leave alone
rahat bırakmamak
not to leave someone in peace
rahat boşluk
free play
rahat daire
comfortable flat
rahat deniz yolculuğu
smooth passage
rahat duramayan
fidgety Adjective
rahat durmak
to behave oneself Verb
rahat duruş
standing in the at-ease position
rahat duruş
standing at ease
rahat etmek
to rest Verb
rahat etmek
to take it easy Verb
rahat etmek
to draw breath Verb
rahat etmek
to be at ease Verb
rahat etmek
to rest easy Verb
rahat etmek
to be untroubled Verb
rahat etmek için bir yere sokulmak
to snuggle Verb
rahat ettirme
easing
rahat ettirmek
to comfort Verb
rahat ettirmek
to ease Verb
rahat gemi yolculuğu
safe passage
rahat giysiler
leisurewear
rahat görünüşlü
tweedy
rahat hareket etmek
to take one's ease Verb
rahat hava
relaxed atmosphere
rahat hayat sürmek
to have a life life Verb
rahat hayat sürmek
to have a good life Verb
rahat hayat sürmek
to live in comfort Verb
rahat hayat sürmek
to live comfortably Verb
rahat huzur içinde yaşamak
to live in peace and quiet Verb
rahat huzur içinde yaşamak
to enjoy perfect peace and quiet Verb
rahat iş
fat job
rahat iş
soft job
rahat kamara
snug cabin
rahat kımıldanılacak yer sağlamak
to make up leeway Verb
rahat konuşma
easy talk
rahat olmak
to feel free Verb
rahat olmak
to be comfortable Verb
rahat olmak
to be easy Verb
rahat olmak
to be relaxed Verb
rahat olmak
to feel at ease Verb
rahat otomobil yolculuğu
smooth driving
rahat oturamamak
to fidget Verb
rahat oturmayış
fidget
rahat rahat
easily Adverb
rahat rahat
without difficulty
rahat rahat
comfortably Adverb
rahat rahat
leisurely Adverb
rahat soluk alacak zaman bulamamak
to have a hectic time Verb
rahat uçmak
to have a smooth flight Verb
rahat uçuş
smooth flight
rahat ve sıcacık
snug
rahat vermemek
to harry Verb
rahat vermemek
to haze Verb
rahat vermemek
to beset Verb
rahat yaşama
gracious living
rahat yaşamak
to live at ease Verb
rahat yer
snuggery
rahat yolculuk
smooth steering
aralıksız saldırılarla rahat vermemek
to harass Verb
barış içinde , rahat , sakin , yumuşak başlı , uysal
peaceful
beni rahat bırak
let me be
birine karşı rahat zafer elde etmek
to walk away from sb Verb
birine rahat huzur vermemek
to give someone no peace Verb
birini rahat bırakmak
to leave someone alone Verb
birini rahat bırakmak
to let someone be Verb
birini rahat bırakmak
to get on sb's back Verb
birini rahat bırakmak
to leave someone be Verb
birini rahat bırakmak
to let someone alone Verb
birşeyden dolayı içi rahat olmak
to take comfort in something Verb
birşeyden dolayı rahat etmek
to take comfort in something Verb
borçlularına rahat vermemek
to harry one's debtors Verb
en rahat gidilen yol
royal road
geniş ve rahat bir tür kanepe
chesterfield
güzel ve rahat konuşabilen
glib
kendini rahat hissetmek
to feel free Verb
kendini rahat hissetmemek
to feel out of place Verb
limuzin (büyük ve rahat otomobil
limousine
normalden daha rahat giyinmek
to dress down Verb
toplum içinde rahat hareket etmek
to be at home in society Verb
vicdanı rahat etmek için verilen para
conscience money
vicdanı rahat etsin diye
the acquittal of one's conscience
vicdanı rahat etsin diye
for the acquittal of one's conscience
yerinde rahat durmamak
to wiggle Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Üzüntüsüz ve ... durumu, huzur
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.