ray

  1. Noun, Zoology vatoz
  2. Noun ışın, şua, huzme, demet.
    The sun's rays. X-ray.
  3. Noun pırıltı, lem'a ışık.
    a ray of hope: ümit ışığı.
  4. Noun ışınsal çizgi, vb..
  5. Noun görüş çizgisi.
  6. Noun, Physics ışın, şua, ışık ışını.
  7. Noun, Mathematics ışın, bir noktadan çıkan yarım doğrulardan herbiri.
  8. Noun, Zoology (a) balık yüzgeci kılçığı, (b) deniz yıldızının kollarından herbiri.
  9. Noun, Botany katmerli çiçeğin dış yapraklarından herbiri.
  10. Noun, Astronomy (aydaki) krater ışını.
  11. Noun, Zoology kedibalığı, tırpana, vatoz
    (Selachii).
    electric ray: uyuşturan balığı, torpil balığı
    (Torpedo
    torpedo).
    starry ray: yıldızlı vatoz.
    sting ray: dikenli uyuşturan balığı
    (Dasyatis pastinaca).
    thornback ray: vatoz.
    ray-skate: tırpana.
  12. Verb ışınla(n)mak, ışın/şua saçmak/yaymak/neşretmek.
  13. Verb ışımak, ışıldamak.
  14. Verb ışına maruz bırakmak, ışın/şua tedavisi yapmak.
  15. Verb ışınlarla donatmak, şua çizmek.
batın grafisi Noun, Medicine
batın röntgeni Noun, Medicine
abdominal röntgen Noun, Medicine
abdominal grafi Noun, Medicine
göğüs grafisi Noun, Medicine
göğüs röntgeni Noun, Medicine
boyun grafisi Noun, Medicine
boyun röntgeni Noun, Medicine
servikal grafi Noun, Medicine
servikal röntgen Noun, Medicine
kimyasal etkili ışın (morötesi vb.)
alfa ışını. Noun
aynalı vatoz Noun, Zoology
kanal ışını: gazlı boşalım borusunda anottan katoda akan pozitif iyon demeti.
positive ray ile ayni anlama gelir. Noun
vakumlu tüpten yayılan katot ışını
irina Noun, Zoology
evren ışınları.
kozmik ışın Noun, Physics
delta ışını: yüksek enerji seviyeli zerreciklerle bombardıman edilen cismin saldığı alçak enerjili elektronlar.
devilfish (1). Noun
direkt ışın
folya Noun, Zoology
elektrik balığı Noun, Zoology
uyuşturan Noun, Zoology
yüzgeç kılçığı, balık yüzgecinin ışınlara benzeyen ince kemikleri. Noun
gama ışını: ışınetkin bir atom çekirdeğinin saldığı yüksek frekanslı ışınlama.
ısı ışını
eksicik ışınları, altüşek/katot ışınları/şuaları.

manta ile ayni anlama gelir. çadır balığı
(Manta birostris): sıcak denizlerde yaşayan ve
6 m. kadar eni olan iri yassı balık.
lekeli elektrik balığı Noun, Zoology
(a) öz ışını: dışarı doğru büyüyen bitkilerde kabukla öz arasındaki tabakalardan herbiri, (b) damar ışını.
özdeciksel ışın, özdecik demeti /ışını, molekül demeti/ışını.
boyalı vatoz Noun, Zoology
röntgen ışını, X-ışını. Noun
kum vatozu Noun, Zoology
dikenli vatoz Noun, Zoology
kazık kuyruk Noun, Zoology
röntgen filmi çekmek Verb
damar ışını.
mor ışın/ışık, görülebilen en kısa dalga uzunlugunu haiz ışık.
röntgen filmi çekmek Verb
röntgen
xylem ray
odun-damarı. Noun
yıldız çiçeği, ayçiçeği, papatya gibi yaprakları ışın biçiminde olan çiçek. Noun
ümit ışığı
umut ışığı Noun
hakikat ışığı
katot ışınlı tüp Information Technology
radarlarda
televizyonlarda vb katot ışın tüpü
kıyılmış tütün
bir ümit ışığı görmek Verb
röntgen muayenesi
röntgen filmi
  1. guide
  2. iron road
  3. runner
  4. track
  5. rail
dead rail
third rail
guide rail
dead rail
monorail
standardization of gauge
railway gauge
narrow- gauge
track wear
track costs Noun
track maintenance
to lay rails Verb
platelayer
tracklaying
gridiron
standard gauge

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Tren, tramvay gibi taşıtların üzerinde gittiği, ... demirden çubuk şeklinde yol
  2. Rey kelimesinin ... Farsçalaşmış şekli
  3. Otlama
  4. Hindistan hükümdarlarına verilen unvan