Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. İsim, Hukuk evidence
  2. İsim proof
  3. note
  4. argument
  5. sign
  6. show
  7. index
  8. witness
  9. İsim indication
  10. İsim demonstration
  11. indicator
  12. İsim, Hukuk exhibit
  13. İsim document
  14. testimony
  15. İsim ammunition
  16. earnest
  17. forerunner
  18. İsim inducement
  19. attest
  20. signpost
  21. case
  22. harbinger
  23. proof
  24. attestation
  25. augury
  26. fact sheet
  27. reason
  28. means of evidence
  29. piece of evidence
  30. testification
  31. guide
  32. bodement
  33. boding
  34. foretoken
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

alacak icra delili
enforceable proof of indebtedness
bilirkişi delili
expert evidence
delil niteliğinde
evidentiary Sıfat, Hukuk
delilsiz
unsubstantiated Sıfat
ehlivukuf delili
evidence by experts
görünüş delili
evidence by inspection
Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil Sağlanmasına Hakkında Sözleşme
Convention on the Taking of Evidence Abroad in Civil or Commercial Matters İsim, Uluslararası Hukuk
ibra delili
evidence for the defence
mahkemede delil olarak kullanılamaz
WITHOUT PREJUDICE (at the beginning of a letter) Cümle, Hukuk
sahihlik delili
proof of authenticity
suç delili
evidence of guilt
suç delili
proof of guilt
suçlu gösterme delili
evidence for prosecution
şer'i delil
Shari' evidence İsim, Din ve İnanç
tartışma götürmez delili
smoking gun or smoking pistol
aksi delil
counterproof
aksi delil
counter proof
aksi delil
proof to the contrary
aksi delil
counterproductive proof
aksine delil
proof to the contrary
aleyhte delil
indictment İsim, Hukuk
asli delil
best evidence
asli delil
original evidence
aşikâr delil
real evidence
batıl delil
specious argument
belgeli delil
documentary evidence
birinci derecede asli delil
best evidence
çekişen delil
conflicting evidence
çürütülemez delil
irrefutable evidence
destekleyici delil
collateral evidence
destekleyici delil
probative evidence
destekleyici delil
supporting evidence
doğrudan delil
direct evidence
dolayısıyla veya istidlali delil
presumptive evidence
dolaylı delil
second-hand evidence
dolaylı delil
second hand evidence
dolaylı delil
indirect evidence
feri delil
secondary proof
feri delil
accessory proof
geçerli delil
valid argument
geçersiz delil
incompetent evidence
gerçek delil
factual evidence
güvenilir delil
true sign
inandırıcı delil
convincing evidence
ispatlayıcı delil
demonstrative evidence
istidlali delil
inferential proof
istidlali delil
inferential evidence
istidlali delil
presumptive evidence
kanunen geçerli delil
evidence sufficient in law
kanuni delil
legal proof
karşı delil
counterevidence
karşı delil
counter evidence
kati delil
proof positive
kati delil
conclusive evidence
kati delil
conclusive argument
kati delil
positive proof
kati delil
proof beyond any reasonable doubt
kesin delil
positive proof
kesin delil
clear proof
kesin delil
sure proof
kesin delil
final proof
kesin delil
positive evidence
kesin delil
conclusive evidence
kesin delil
absolute proof
kesin delil
full evidence
kesin delil
conclusive proof
kesin delil
conclusive evidence İsim, Hukuk
kısmi delil
partial evidence
kifayetli delil
competent evidence
kuvvetlendirici delil
cumulative evidence
kuvvetli delil
strong argument
maddi delil
real evidence
maddi delil
fact
maddi delil
material evidence
maddi delil
substantive evidence
mahkeme kararını destekleyecek delil
evidence to support the verdict
manevi delil
moral evidence
muhtemel delil
probable evidence
mukabil delil
evidence to the contrary
mukabil delil
rebutting evidence
mukni delil
convincing proof
munzam delil
cumulative evidence
muteber delil
admissible in evidence
muteber delil
admissible evidence
müspet delil
positive evidence
müspet delil
constant
müspet delil
conclusive evidence
mütenakız delil
conflicting evidence
nakzedilemeyecek delil
incontestable evidence
reddedilemeyecek delil
irrefutable evidence
reddedilemeyecek delil
evidence that cannot be gainsaid
sağlam delil
solid evidence
sahte delil
specious (sham) proof
sahte delil
fabricated evidence
somut delil
concrete evidence İsim, Hukuk
sözlü delil
oral evidence
sunulan delil
evidence tendered
şifahi delil
parol evidence
tıbbi delil
medical evidence
uydurma delil
collusive evidence
uydurma delil
fabricated evidence
vasıtasız delil
intrinsic evidence
yazılı delil
written proof
yazılı delil
demonstrative evidence
yazılı delil
written evidence
yazılı delil
evidence in writing
yazılı delil
documentary evidence İsim, Hukuk
yeni delil
fresh evidence
yeterli delil
strong body of evidence
yeterli delil
competent evidence
yetersiz delil
flimsy evidence
yetersiz delil
insufficient evidence İsim, Hukuk
delil aramak
to scratch around for evidence Fiil
delil çatışması
conflict of evidence
delil değeri
evidential value İsim, Hukuk
delil değerlendirmek
to evaluate evidence Fiil
delil düzmek
to arrange evidence Fiil
delil düzmek
to cook up evidence Fiil
delil getirmek
to supply proof Fiil
delil gibi görünüp aslında delil olmayan
half proof
delil gizlemek
to conceal evidence Fiil
delil gösterme
averment
delil gösterme
evidence in court
delil göstermek
to procure evidence Fiil
delil göstermek
to allege Fiil
delil göstermek
to produce evidence Fiil
delil göstermek
to adduce proofs Fiil
delil göstermek
to tender an averment in law Fiil
delil göstermek
to attest Fiil
delil göstermek
to exhibit evidence Fiil
delil göstermek
to adduce evidence Fiil
delil göstermek
to introduce evidence Fiil
delil göstermek
to show proof Fiil
delil göstermek
to supply evidence Fiil
delil ibrazı
production of evidence
delil ihtilafı
conflict of evidence
delil kanunu
law of evidence
delil karartma
spoliation of evidence İsim, Hukuk
delil kırıntısı
a mere scintilla of evidence
delil kifayetsizliği
failure of proof
delil olarak kabul etmemek
to bar as evidence Fiil
delil sınıflandırması
classification of evidence
delil sorunu
question of evidence
delil sunma
submission of evidence
delil sunmak
to lead evidence Fiil
delil sunmak
to submit evidence Fiil
delil sunmak
to tender evidence Fiil
delil sunmak
to introduce evidence Fiil
delil tahkiki
reception of evidence
delil tesbiti
determination of evidence
delil tespiti
fact- finding
delil tespiti
perpetuation of evidence İsim, Hukuk
delil teşkil eden
evidentiary
delil toplama
gathering of evidence
delil toplamak
to collect evidence Fiil
delil toplamak
to gather evidence Fiil
delil tutanağı
record of evidence
delil yetersizliği
for lack of evidence
delil yetersizliği
lack of evidence
delil yetersizliği
failure of evidence
delil yetersizliği
insufficient evidence İsim, Hukuk
delil yokluğunda
a shred of evidence
delil yokluğunda
for lack of evidence
delil yokluğundan
in default of evidence
mukabil delil olmadığı takdirde
in the absence of evidence to the contrary
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Yol gösteren, kılavuz, rehber
Kubbealti Akademisi Kültür ve Sanat Vakfi isbirligiyle yayinlanan özet bilgilerdir. Kelimenin kökeni, tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.