-e gelince/kalırsa.
as to me: bana gelince/kalırsa.
As to (doing) that, I haven't decided yet:
Onun yapılmasına gelince, henüz karar vermedim.
Edat
hakkında.
We have no information as to the cause of the accident: Kazanın sebebi hakkında bilgimiz yok.
Edat
-e göre/nazaran.
The scarves are grouped as to color: Eşarplar renklerine göre ayrılmışlardı.
Edat
şüphe, kararsızlık ifade eder
: Nobody could decide (as to) what to do: Kimse ne yapılması gerektiğine karar veremedi.
Edat
yapacak kadar alçalmak
Fiil
bir toplantıda tercümanlık yapmak
Fiil
birine babalık etmek
Fiil
2017'nin sonuna yaklaştığımız bugünlerde, 2017 yılının sona ermek üzere olduğu bugünlerde
Zarf
-e rağmen/karşın/mukabil, tersine, aksine, … halde, halbuki.
Ali likes football, as opposed to Veli, who hates it: Ali futbolu sever, halbuki Veli nefret eder.
Edat
karşıt/aksine olarak, -in tersine.
country life as opposed to city life: şehir hayatına karşıt olarak köy hayatı.
... çalışmaları kapsamında
Zarf
pek tabiî olarak, tahmin edilebileceği gibi.
I expect so: herhalde, (öyle) zannederim.
It is expected that … : … olabilir/olması muhtemeldir.
It is hardly to be expected that … : … pek muhtemel değildir/ …'e pek ihtimal verilemez.
birinin nazıni çekmek
Fiil
tanıklık etmeye çağrılmak
Fiil
güvence olarak kabul olunmamak
Fiil
kayyum sıfatıyla hareket etme yetkisi
yediemin sıfatıyla hareket etme yetkisi
...'e ilişkin ipuçları
İsim
bir şeyi başkalarına örnek olsun diye yapmak
Fiil
(US) menkul değer veya emtia rehni karşılığı krediye ehil olabilme
birine niyetleri hakkında kesin bilgi vermek
Fiil
bir şey hakkında bilgisi olmamak
Fiil
bir şey hakkında bilgisi olmamak
Fiil
işbu Sözleşmede "..." olarak anılacaktır
Hukuk
tanıklık yapma ehliyeti olmama
bir davaya taraf olarak katılmak
Fiil
teklif edilen fiyatlara mümkün olduğu kadar bağlı kalmak
Fiil
birine lider gibi güvenmek
Fiil
birine gerçek niyetlerini başka türlü göstermek
Fiil
bir sözleşmenin bütünü için esas olan maddi bir hata
İsim, Hukuk
bir şahsın karakteri konusunda yanılma
... konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı.
birini suçlu olarak göstermek
Fiil
şirket tasfiyesi durumunda aktiflerin tercihli durumları
İsim
tercihli hisse senetleri olan hissedarlar ödemede adi hisse senetleri olan hissedarlara göre ödeme önceliği hakkına sahiptirler
İsim
dağıtılması açıklanmış bir temettü dağıtılmasından önce
Bir bütün olarak topluma hizmetlerin sağlanması (NACE kodu: 84.2)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
genel kurulun çağrılması ve usulü hakkında hükümler
İsim
kanıt olarak belgeye atıfta bulunmak
Fiil
delil olarak bir evraka göndermede bulunmak
Fiil
nama yazılı kuponlu tahvil
sadece sermaye tescil edilebilir
bir mirasçının vasiyeti tenfiz memurluğundan vazgeçmek
Fiil
(a) … için, maksadıyla.
The test questions are kept secret, so as to prevent cheating. (b) derecede,
kadar, öyle ki.
The day was dark, so as to make a good photograph hard to get: Gün, iyi bir fotoğraf çekmeyi imkânsız kılacak kadar karanlıktı.
ölçü ve boyut verileri
İsim
birini zaman açısından bağlamak
Fiil
icra etmek, icraatta bulunmak.
to act as a chairman: başkanlık yapmak, başkan olarak icraatta bulunmak.
üvey evlat muamelesi görmek.
My department has always been treated as the poor relation of the company.
Fiil, Deyim
elinde teminat olarak hisse senedi tutmak
Fiil
iki dirhem bir çekirdek olmak.
bir mevkiye atanmaya layık görülen aday
kalite bakımından taahhüt