peşine düşmek, peşini bırakmamak, yakından takip etmek.
incitmek, gücendirmek, hislerini rencide etmek.
kızdırmak, öfkelendirmek, damarına basmak.
birini yakından izlemek, peşine düşmek, peşinden ayrılmamak.
tehlikeli bir yoldan gitmek
Fiil
bir ateşi ayakla basarak söndürmek
Fiil
buz üstünde ihtiyatla yürümek
Fiil
tread ile ayni anlama gelir. zulmetmek, zulüm ve kötülük yapmak, zulümle ezmek/bunaltmak.
baskıya girecek metni düzeltmek
Fiil
baskıya gidecek metni düzeltmek
Fiil
birinin izinde gitmek
Fiil
birinin ayak izinde gitmek
Fiil
işe tedbirli başlamak
Fiil
sevincinden uçmak/uçar gibi hissetmek.
çok nazik sorunlarla karşı karşıya bulunmak
Fiil
(olaylar) birbirini izlemek
Fiil
nazik bir durum karşısında dikkatli olmak.
çok tedbirli/ölçülü davranmak, ayağını denk almak.
yasak konuyu ele almak
Fiil
birinin nasırına basmak
Fiil
birinin nasırına basmak
Fiil
birinin duygularını incitmek
Fiil
başkasının hakkına tecavüz etmek
Fiil
(a) (ateşi) ayakla basıp söndürmek, (b) isyan vb.) bastırmak, ezmek.
piyeste (başarı ile) oynamak, (mükemmel) aktörlük yapmak.
bir bisikletin pedallarını çevirmek
Fiil
odada ileri geri yürümek
Fiil
piyeste (başarı ile) oynamak, (mükemmel) aktörlük yapmak.
ayak altında ezmek/çiğnemek.
birini yakından izlemek
Fiil
el ve ayak hareketleriyle su içinde dik durmak.
dikkatle ayak basmak
Fiil
sevinçten uçmak, etekleri zil çalmak.
Since her engagement she has been walking on air: Nişanlandığından
beri sevinçten uçuyor.
(şaraplık) üzümü çiğnemek.