âlâ

English Turkish Phrases

ala
kanat. Noun
ala
kanada benzer parça, çıkıntı, kemik, kabuk, tohum vb.. Noun
ala
kelebeğe benzer çiçeklerin (örneğin fasulya çiçeği) yan kanatlarından biri. Noun
ala
(eski Roma evlerinde) büyük bir odaya veya avluya açılan küçük oda. Noun
Ala Dagh
Aladağ (Toroslarda, 3300 m.). Noun
Ala Dagh
Aladağ (Doğu Anadoluda, 3450 m.). Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. gilt edged
  2. good
  3. high
  4. paramount
  5. peachy
  6. splendid
  7. okay
  8. topping
  9. pretty
  10. sovereign
  11. superb
  12. superior
  13. tant mieux
  14. transcendent
  15. transcendental
  16. budgeree
  17. bueno
  18. cool
  19. eximious
  20. extra
  21. fine
  22. four-star
  23. hunky-dory
  24. immense
  25. uptight, up-tight
  26. wally
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

arşı âlâ
empyrean
cenneti âlâ
seventh heaven
pek âlâ
all right
âlâ lokma
titbit
ala
light brown
ala
superduper
ala
variegated
ala karga
jay
Cennet-i Âlâ'da
high up in the skies
Turkish-English phrases from Zargan's own database

ala
Yükseklik, yücelik, ... ve şeref
ala
Karışık renkli, alaca, benekli
ala
Fiilden fiil yapma eki
ala
Nîmetler, lutuflar, ihsanlar
ala
Üzere, üzerine, üzerinde; ile, olarak, göre” ... fonksiyonunda birleşik şekiller yapar
ala
Daha yüksek, ... pek yüce