-et

English-Turkish Translation

  1. Suffix “-cik/-cık/-cük/-cuk”: küçültme son eki.
    islet: adacık.
    midget: cüce, minimini.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

… et seq.
… ve devamı Adverb, Law
a mensa et thoro
ayrılık: evliliğe son vermemeksizin karı kocanın bir arada yaşamasını meneden.
a divorce a mensa et thoro: ayrılık kararı.
animo et acto
kasten ve fiilen
animo et corpore
madden ve manen
animo et corpore
ruhen ve bedenen
decide ex aequo et bono
mevzuat ve içtihada bakmaksızın, hakkaniyeti esas alarak karar vermek Verb, Law
Dieu et mon droit
Allah ve benim hakkım (Büyük Britanya krallık armalarındaki simgesöz).
divide et impera
(Lat) böl ve yönet
divide et imperia
Parçala ve yönet. (Machiavelli'nin siyasî özsözü.)
E.T.
= Easter Time.
et al
ve başka yerde.
et al
ve başkaları.
et al.
ve diğer kişiler Noun
et caetera et cetera
(Lat) vesaire
et cetera
ve benzerleri, ve başkaları, ve saire, vb., v.s.
et seq.
ve (bundan) sonraki(ler), ve başkası/başkaları.
et sequentis et sequentia
(Lat) ilerideki (sayfalar , bölümler vs
et tu, Brute
Sen de mi, Brütüs!
ex aequo et bono
hakkaniyet ve nasafete uygun olarak Adverb, Law
fons et origo
kaynak ve köken.
Page ... et seq.
Sayfa ... ve devamı Noun
pro et con
leh ve aleyhte.
rouge et noir
kırmızı-siyah: üzerinde baklava şeklinde 2 kırmızı ve 2 siyah işaret bulunan masa üzerinde oynanan iskambil oyunu.
son et lumiere
(Fr) ses ve ışık gösterisi
trente et quarante
rouge et noir
urbi et orbi
şehre (yani Roma'ya) ve bütün dünyaya. (Papanın resmî tebliğlerinin başında kullanılır).
verbatim et literatim
tam, aynen, kelimesi kelimesine, harfi harfine.
vi et armis
silah zoru ile, cebren.
virtute et armis
erdem ve silahla
(Misisipi'nin simgesözü).
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

et
pulp
et
cross- over store
et
meat
et
flesh
et
fleshy part of fruit
acele et
look smart
acele et
get a move on
Acele et
make it shappy
baharatlandırılmış et
pate
bana telefon et
give me a buzz
başla ! acele et
weaving get
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki et ve et ürünlerinin perakende ticareti (NACE kodu: 47.22)
Retail sale of meat and meat products in specialised stores (NACE code: G47.2.2) Noun, Trades-Professions
beyaz et
white meat
bozulmuş et
tainted meat
bu et buzdolabında üç gün bozulmadan durur
this meat will keep up to three days in the fridge
büyük et bıçağı
carving knife
çorba için hazırlanan et suyu
stock
cür'et
spunk
cür'et
adventuresomeness
cür'et
audacity
cür'et
cheek
cür'et
daring
cür'et
dash
cür'et
forwardness
cür'et
hardihood
cür'et
hardiness
cür'et
nerve
Davranışlarına dikkat et.
Mind your Ps and Qs. Sentence
devam et
carry on
dikkat et
watch it !
dikkat et
mind out
dikkat et
mind you
Dikkat et!
Look out!
dikkatle hareket et
mind your eye
doğranmış et
chopped meat Noun, Food-Kitchen
dondurulmuş et
frozen meat
et dağıtmak
to issue a provision of meat Verb
et döveceği
meat tenderiser Noun, Food-Kitchen
et gibi
fleshy
et kafa
pudding head
et kafalı
fathead
et kalınlığı
wall thickness Noun, Mechanics
et kıyma makinesi
meat grinder Noun, Food-Kitchen
et kıyma makinesi
mincer Noun, Food-Kitchen
et konserve fabrikası
preserved meat factory Noun
et kütüğü
butcher block Noun, Food-Kitchen
et kütüğü
butcher's block Noun, Food-Kitchen
et muayenesi
meat inspection
et servisi yapılan çay
high tea
et suyu
meat stock Noun, Food-Kitchen
et suyu
consommé
et suyu
soup
et suyu
gravy
et suyu
meat broth
et suyu çorbası
(Fr.) bouillon Noun
et suyundan berrak çorba
consommé
et termometresi
meat thermometer Noun, Food-Kitchen
et ürünleri paketlemesini yapan kişi
packer
et ve domatesli üç ekmekten oluşan sandöviç
club sandwhich
Et ve et ürünlerinin toptan ticareti (NACE kodu: 46.32)
Wholesale of meat and meat products (NACE code: G46.3.2) Noun, Trades-Professions
Et ve kümes hayvanları etlerinden üretilen ürünlerin imalatı (NACE kodu: 10.13)
Production of meat and poultry meat products (NACE code: C10.1.3) Noun, Trades-Professions
Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü
Directorate General of Meat and Milk Institution Noun, Organizations
et veya balık pişirmek için ızgara veya tava
broiler
et ya da balık köftesi
rissole
et ya da balık suyuna çorba
broth
et yağı
grease
et yedirmek
to flesh Verb
et yemeği
meat dish
et yemekleri yenen sabah kahvaltısı
meat breakfast
et yiyici
carnivorous Adjective
Etin işlenmesi ve saklanması ile et ürünlerinin imalatı (NACE kodu: 10.1)
Processing and preserving of meat and production of meat products (NACE code: C10.1) Noun, Trades-Professions
farz et
put the case that
gemiyi terk et !
abandon ship
güveçte et yemeği pişirmek
to jug Verb
hafif ateşte ve ağzı kapalı tencerede pişirilen et
pot roast
hayvanın omurga kemiği çevresinden çıkarılan et
chine
hem et hem ot yiyen
omnivorous Adjective
hem et hem sebze içeren diyet
omnivorous diet Noun
hem et, hem otla beslenen
omnivorous Adjective
içinde et
grinder
içinde et bulunan hamur işi yiyecek
pudding
iletileri iptal et
drop Messages Information Technology
İnsaf et!
Have a heart!
ızgara et yenilen lokanta
steak house
ızgarada et ve balık pişiren lokanta
grill
ızgarada pişmiş et
grill
kaba et
buttocks
kaba et
bum
kaba et
can
kaba et
fundament Noun
kaburgalı et
rib
kasaplık et
butcher's meat
kasaplık et
flesh
katmayı iptal et
drop embed Information Technology
kemikli büyük parça et
joint
kimliğini ispat et
show me some proof of identity
kıyılmış et
minced meat Noun, Food-Kitchen
kıyma et
mincemeat
kızartmalık et
roaster
kokuşmuş et
carrion
konserve et
preserved meat
kuş veya et gibi bir şey göstererek çağırmak
to lure Verb
kuşbaşı et
steak
mangalda et
barbecue
pişirildiği sırada etten damlayan yağ ve et suyu
dripping
Sen istediğin kadar itiraz et
Like it or not, Whether you like it or not Adverb
sığır budunun üst tarafından kesilen et
topside
sofrada et kesme
carving
taze et
fresh meat
tırnak altındaki duyarlı et
quick
Turkish-English phrases from Zargan's own database

et
İnsan ve hayvan vücûdunun kas ve ... deri arasında bulunan kısmı