iş inde çıkmaza girmek
Verb
işinde çıkmaza girmek
Verb
bankadaki hesabını açık tutmak
Verb
hizmetlerine yüksek değer biçmek
Verb
(US) çiftliğini uygun bir fiyata satmak
Verb
bir şeye değer biçmek hizmetlerine yüksek değer biçmek
Verb
çok büyük bir hızla
Adverb
(a) indirimli olarak, tenzilatla, normal fiyattan ucuza, (b)
k.d. itibar görmeyen, rağbette olmayan.
Honesty seems to be rather at a discount today: Bugün dürüstlüğe itibar/rağbet eden yok.
ilerki bir tarihte
Adverb
daha sonraki bir tarihte
Adverb
ileriki bir tarihte
Adverb
bir bakışta.
He saw at a glance that she'd been crying.
bıçakla ya da ültimatomla
belli bir limit dahilinde (bir müşterinin borsa simsarına hisse alım satımında koyduğu fiyat limiti
işsiz, âvare, boş, yapacak işi olmayan.
(a) zararına, maliyetten aşağı, (b) şaşırmış, ne yapacağını bilmez.
to be at a loss: şaşırmak,
afallamak, ne yapacağını bilememek.
We were completely at a loss for an answer: Ne cevap vereceğimizi bilemiyorduk.
(a) fahiş fiyatla, ateş pahası(na), normal/itibarî değerinden çok fazlaya.
During the holiday months, hotel rooms are at a premium. (b) çok rağbette, çok aranan, piyasada az bulunan.
çok pahalı, ateş pahasına.
“Can you get any good oranges in the town?” “Yes, at a price: they're rather dear at this season.”
herkese açık bir toplantıda
gerekirse, icap ederse, mecbur kalınırsa.
I can finish the work by the next month at a push, but that would mean I must lose my holiday.
ateş pahasına.
to obtain something at a ransom price: bir şeyi ateş pahasına elde etmek.
indirimli bilet ücreti ile
kabaca hesaplamak gerekirse
kabataslak, aşağı yukarı, kaba bir tahminle/hesapla.
bir kerede, bir defada, bir seferde.
do two things at a time: iki işi birden yapmak.
for weeks at a time: üst üste haftalarca.
rastgele, tahminen.
" How much will it cost?" "At a venture $50." Kaça mal olur? Tahminen
50 dolar.
A successor was chosen at venture .
bir yerde ikamet etmek
Verb
uzaktan etki
Noun, Physics
bir fiyat üzerinde mutabık kalmak
Verb
fiyat üzerinde mutabık kalmak
Verb
bir fiyat üzerinde anlaşmak
Verb
(mahkeme , jüri heyeti) bir karara varmak
Verb
bir toplantıya katılmak
Verb
başkalarına göre daha zayıf bir durumda olmak
Verb
başabaştan aşağı olmak
Verb
durmak, durgun/hareketsiz olmak, kesilmek, inkıtaa uğramak.
The negotiations are at a standstill:
Müzakereler kesildi/inkıtaa uğradı.
(iş hayatı) durgunlaşmak
Verb
öğle yemeklerini bir otelde yemek
Verb
indirimli satın almak
Verb
zararına satın almak
Verb
başabaştan yukarı satın almak
Verb
başa baştan yukarı fiyata almak
Verb
başabaştan yukarı fiyata almak
Verb
eften püften şeylere bel bağlamak
Verb
ümitsizlikten yılana bile sarılmak
Verb
umutsuzluk içinde her çareye başvurmak
Verb
bir fuarda yiyecek içecek satma yeri gibi ayrılan yer
bir suça ortak olmak
Verb
bir dolandırıcılığı görmezlikten gelmek
Verb
bir sahtekârlığı görmezlikten gelmek
Verb
bir yerde oturmaya devam etmek
Verb
bankaya para yatırmak
Verb
'lık bir maktu fiyat üzerinden satın almak
Verb
(US) üniversiteye yazılmak
Verb
beşer beşer, bir kerede beş tane.
bir kilidi açmaya çalışmak
Verb
kinaye yoluyla söylemek
Verb
bir tanığa rüşvet vermek
Verb
bir konuya temas etmek
Verb
ümitsizlikle yılana bile sarılmak
Verb
kelepiri elden kaçırmamak için atlamak
Verb
(a) haddini bilmek, (b) uzak durmak, sokulmamak, yaklaşmamak, fazla samimî olmamak.
They might be dangerous, so keep your distance. He prefers to keep his distance with his employees.
bir otelde yerleşmek
Verb
(kilisede değil) nikâh dairesinde (dini törensiz) evlenmek
Verb
evlenme törenini yönetmek
Verb
'lık kârla iş yapmak
Verb
bir toplantıya başkanlık etme
otel defterine yazılmak
Verb
(US) bir üniversiteye kaydolmak
Verb
indirimli olarak satmak
Verb
nominal değerinin altındaki hisse senetleri
Noun
nomial değerinin altındaki hisse senet dileri
Noun
(borsa) çok düşük olmak
Verb
her şeyi sakıncalı bulmak
Verb
bir akşam yemeğinde servis yapmak
Verb
evde aslan, dışarıda fare
cürme teşebbüs etmek
Verb
(şansını/talihini) denemek, bir şeyi bir kere tecrübe etmek.
It's a hard job, but I'd like a shot at it. 23.
call one's shot
k.d.: niyetini/maksadını açıklamak.
teşebbüs etmek, atılmak, saldırmak.
-e saldırmak, üstüne atılmak.
(nişan almadan) rastgele ateş etmek.
caz müziğini iyi çalmak
Verb
dergi çıkarmaya kalkmak
Verb