mix

  1. (birbirine) karıştırmak/katmak.
    mix ingredients to make a cake.
  2. katmak, eklemek, ilâve etmek.
    mix some salt into the flour.
  3. karmak, birbirne karıştırarak hazırlamak.
    to mix mortar.
  4. birleştirmek, bir araya getirmek.
    to mix business and pleasure.
  5. (melez elde etmek için) çiftleş(tir)mek.
  6. karışmak, karışım meydana getirmek.
    Milk and water mix. A paint that mixes easily with water. Oil
    and water don't mix = Oil doesn't mix with water.
  7. ortak olmak, ortaklık kurmak.
  8. kaynaşmak, uyuşmak, bağdaşmak, anlaşmak.
    He does not mix well with others. She's such a friendly person
    that she mixes well in any company.
  9. karış(tır)ma.
  10. karışım, karıştırılmış halde satılan gıda maddesi vb.
    a cake mix.
  11. mixer ile ayni anlama gelir. viskiye katılan soda, meyva suyu, zencefil birası vb., katkı.
  12. karışım oranı.
    a mix of two to one.
işyerinde yapılan harman
iş karışımı
pazarlama karışımı
pazarlama karışımı (bir pazarlama planlamasında pazarlama öğeleri (ürün , fiyat , dağıtım ve tanıtımın) planlanmış karışımı
bir satış kampanyasında tüketicinin ilgisini çekmek için başvurulan reklam araçları Noun
ücretsiz dağıtılan armağanlar ve rekabet gibi çeşitli araç ve yöntemlere ayrılan paraların nispi payları Noun
medya karışımı (medya bütçesi içinden her medya türüne ayrılan reklam harcamalarının açıklanması
mal çeşitlerinden yapılan karma
politika karışımı
politika karışımı (belirli bir ekonomik hedefe ulaşmak amacıyla hükümetin benimsediği mali , parasal
ya da başka politikalarının karışımı
önlemler ve dozlarının biçimi
fiyatlandırma karışımı
rekabet karşısında ürünleri fiyatlandırmada benimsenen politika
(US) karma üretim programı
satış karışımı (ürün yelpazesi
satışa birlikte arzedilen karma mal paketi
satış karışımı
satışa birlikte arz edilen karma mal paketi
ezmek Verb
salatayı karıştırmak Verb
eğlencesine işi karıştırmak Verb
işle zevki bir araya getirmek Verb
işle zevki biraraya getirmek Verb
ses ve görüntü öğelerini karıştırmak Verb
katmak Verb
çalmak Verb
politikaya karışmak Verb
siyasete atılmak Verb
politikaya karışmak Verb
(US) birinin işine karışmak Verb
salatayı karıştırmak Verb
(a) karış(tır)mak, burnunu sokmak.
He mixed up in politics. (b) karmakarışık yapmak, (c) şaşırmak,
birbirine karıştırmak, zihni karışmak.
He mixed up the meaning of those two words. Don't mix me up; I'm trying to count.
girişmek Verb
satılmış ve üretilmiş ürünlerin karışımının aslında bütçelenmişten farklı olmasından doğan sapma
karışmak Verb
biriyle uyuşmak Verb
yüksek sosyeteyle düşüp kalmak Verb
kalabalığa karışmak Verb
insanların arasına katılmamak Verb
birinin işine karışmak Verb
yumruklaşmak, yumruk yumruğa girmek.