beacon

  1. uyarma ışığı/işareti: özellikle yüksek bir yerdeki fener, ateş vb.
    beacon fire: işaret ateşi.
  2. işaret kulesi.
  3. denizfeneri, şamandıra gibi tehlikeli yerleri işaret eden düzen.
  4. yol ve mevki gösteren radyo işareti. (bkz: radio beacon ).
  5. mevki tayinine yarayan sabit radar.
  6. mürşit, rehber, doğru yolu gösteren, örnek (kişi), uyarıcı veya yöneltici kişi/eylem/işaret.
    The ideas
    of Atatürk should be a beacon to us.
  7. işaret vermek/koymak, yol göstermek, aydınlatmak.
    A steady light beaconed from the shore: Kıyıda
    sabit bir ışık yol gösteriyordu.
hava yolu tanıtma farı
havayolu tanıtma farı
yanıp sönen işaret lambası Noun
fener
yol gösteren ışık sinyali
yönbuldurucu radar. Noun
yönbulduran radyo: gemi ve uçakların yerlerini bulabilmeleri için sürekli işaretler yayınlayan radyo vericisi. Noun
radyofar Noun, Military
döner fener
döner fener
işaret ışığı
(Br) trafik lambası Noun
gösterim takip kodu Noun, Information Technology
yaklaşma telsizi
ışıklı şamandıra
işaret ateşi
işaret ışığı
işaret aydınlığı
vaziyet farı
yol radyo farı
yol radyo farı