temastan kaçınma
Noun, Medicine
telsiz teması kurmak
Verb
cilde temas
Noun, Medicine
(elektrik) gevşek kontakt
temas dermatiti
Noun, Dermatology
kontakt dermatit
Noun, Dermatology
temaslı tespiti
Noun, Medicine
danışmadan bilgi edinmek
Verb
göz içi merceği: göz kapağının altına yerleştirilen gözlük.
irtibat bürosu
Noun, Management
değme erkili: birbirine değen farklı iki metal arasında oluşan gerilim.
temas basıncı
Noun, Construction
değmeli baskı: negatifi doğrudan doğruya hassas kâğıt üzerine koyup ışığa tutarak yapılan fotoğraf baskısı.
temas basıncı
Noun, Construction
temaslı taraması
Noun, Medicine
temas yoluyla bulaşma
Noun, Virology
temas yoluyla bulaş
Noun, Virology
mahkûmların ziyaretçilerle bedensel temas ına izin verilen cezaevi ziyareti
mahkûmların ziyaretçilerle bedensel temasına izin verilen cezaevi ziyareti
biriyle yakın temas halinde hareket etmek
Verb
biriyle yakın temasta bulunmak
Verb
biriyle temasta bulunmak
Verb
biriyle doğrudan temas halinde olmak
Verb
biriyle biri arasında yakın temas kurmak
Verb
biriyle biri arasında yakın temas kurmak
Verb
biriyle temasa geçmek
Verb
biriyle temas kurmak
Verb
biriyle temas kurmak
Verb
biriyle temas kurmak
Verb
her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak
Verb
her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak
Verb
ile yakın ilişkide olarak
lütfen yukarıdaki telefonlardan bakanlık ile temasa geçin
biriyle yeniden temas kurmak
Verb
gıda ile temas eden madde ve malzemeler
Noun, Food-Kitchen
Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
Kültürel İrtibat Noktası
Noun, Organizations
AB Daimi Temas Noktası
Noun, Organizations