koltukları kabartan başarı.
övünülecek başarı, övünme/iftihar vesilesi, şeref.
That's a feather in his cap: Bu onun için övünülecek bir şeydir.
mesleğinde başarılı olmak
Verb
(sporda) birinci takıma seçilmek.
bir kelimenin ilk harfini büyük yazmak, büyük harfle başlatmak
Verb, Language-Literature
kutup buzulları
Noun, Geology
kutup buzları
Noun, Geology
kutuplardaki buzullar
Noun, Geology
kutuplardaki buz tabakaları
Noun, Geology
kutup buzulları
Noun, Geology
kutup buzları
Noun, Geology
kutuplardaki buzullar
Noun, Geology
kutuplardaki buz tabakaları
Noun, Geology
diz kapağı protezi
Noun, Medicine
külahını önüne koymak
Verb
inceden inceye yeniden gözden geçirmek
Verb
derin düşünmek, düşüncelere/tefekküre dalmak.
her türlü tedbiri göz ardı etmek
Verb
miğfer içine giyilen yumuşak takke.
miterwort = mitrewort ile ayni anlama gelir. papaz otu
(Mitella): Taşkırangillerden kapsülü
piskopos tacına benzeyen bir ot.
aptal külâhı: eskiden okullarda tembel öğrencilere ceza olarak giydirilen sivri külâh.
aptal külâhı: eskiden okullarda tembel öğrencilere ceza olarak giydirilen sivri külâh.
rahim kapağı, gebe kalmamak için kadınların cinsî münasebet esnasında rahim başına yerleştirdikleri kapak.
dolum kapağı
Noun, Automotive
depo kapağı
Noun, Automotive
aptal külâhı: eskiden okullarda tembel öğrencilere ceza olarak giydirilen sivri külâh.
askerî kep, askerlerin garnizonda giydikleri şapka.
(Kuzey Kutbu) buzul başlığı
mürekkepli mantar
(Coprinus atramantarius): sporları olgunlaşınca yaprakçıkları siyah bir suya dönüşen mantar.
Noun
gelin şapkası: inci ve mücevheratla süslü kadın şapkası.
Noun
resmî kâğıt: avukatların kullandıkları 21.5x35.5 cm'lik yazı kâğıdı.
azat külâhı: eski Romada azat edilen esirlere verilen yumuşak konik külâh ki özgürlük simgesi olarak
kullanılırdı. Phrygian cap
Noun
yatma zamanı içilen alkollü ya da sıcak içki
askerî kep, askerlerin garnizonda giydikleri şapka.
radyatör kapağı
Transport
yerel yönetim tarafından istenilen vergi miktarını sınırlamak
Verb
kök başlığı, kök ucunu koruyan doku.
Noun
(kavanoz vb. için) vidalı kapak.
Noun
küçük puntolu büyük harf.
Noun
derin düşünce/tefekkür.
put one's thinking cap: derin düşüncelere dalmak.
yün bere (bahriyeliler soğuk havada giyerler).
çıngıraklı soytarı külâhı.
akademik giysi, şapka ve cübbe: üniversite hocalarına ve mezunlarına özgü giyim.
Noun
saygı ile, saygılı bir tavırla, hürmetkârane,
mec. mahcup/pısırık bir tavırla.
I hope the unions don't go cap in hand to the government again.
başlık-kaya: petrol, gaz, tuz yatakları üzerindeki su geçirmez kaya tabakası.
Noun