ortak alan
Noun, Construction
köyün ortak çayırında koyunları otlatmak
Verb
ortaklaşa, müştereken, birlikte, beraber.
in common with … : … ile ortaklaşa/ortak olarak.
aynı rizikolara açık bir grup malvarlığı
ancak aynı malikâne sınırı içinde bulunan arazide davarını otlatma hakkı (zamanaşımından elde edilen bir haktır
bir kiracının sahip olmadığı
bir arazi sahibinin başkasının arazisi üzerinde kendi hayvanlarını otlatma hakkı
ortak alan
Information Technology
celp kâğıdında belirtilen saatte duruşmaya çıkabilmesi için davalı kefaleti
mahkeme celbinde öngörülen zamanda mahkemeye çıkmasını sağlayan kefaletin ilk şekli
davalının tecavüz olunmadığını iddia ettiği yeri tayin etmesini talep eden defisi
gürültü ve niza çıkaran kişi
sık sık haksız davalar açan ve kavga
(hayat sigortası) birlikte öldükleri varsayımı
taşımacı, nakliyeci, taşıma/nakliye şirketi, para ile insan ve mal taşıyan şahıs/şirket: demiryolları,
denizyolları, havayolları vb.
carrier ile ayni anlama gelir.
Noun
en basit görgü kuralları
Noun
cold ile ayni anlama gelir. nezle, soğuk algınlığı. to catch/take cold: soğuk almak, nezle/grip olmak.
nezle, grip, soğuk algınlığı.
Noun
açık artırmada fiyat artıran müzayedeci
sık sık suç işleyen suçlu
herkesçe uygulanan görgü kuralları
Noun
navlun ve yolcu ortak ücreti
her zamanki alışılmış ifade
ortak alan
Information Technology
bir bölgenin tüm sakinlerine konan para cezası
söz konusu vasiyetnamede vasiyeti tenfiz memuru diye adı geçenin tanıklığı ile vasiyetnamenin iptali
(yangın sigortası) her türlü yangın riski
maddi vakaları tespit ile muhakeme yapan mutad veya alelade jüri
maddi vakaları tespit amacıyla muhakeme yapan mutat ya da alelade jüri
özellikle örf ve adet hukuku üzerinde uzmanlaşmış avukat ve sair hukukçu
hukuk davasına bakan avukat
umum için zararlı olan fiiller
kamunun güvenliği için zararlı veya ahlak ve medeni hukuka aykırı olan vesair suretle kamuya zarar veren fiiller
arazi üzerinde müşterek mülkiyet
bu durumda ortaklardan hiçbiri toprağın belirli bir kısmına sahip değildir
aydınların kullandığı dil
sık sık kullanılan sözler
Noun
anlaşma ile saptanan sabit fiyat
bir anlaşma ile saptanan sabit fiyat
firmaların bir ihalede aynı fiyat teklifinde bulunmaları
Noun
rekabet içindeki firmalar arasında yer alabilecek bir fiyat savaşını önlemek için firmaların malları
aynı fiyatla satmalarını içeren anlaşma
umumi mahallerde ve umumun önünde kötü ve medeni hukuka aykırı sözler sarfeden kadın
(Br) bir şirkete ait mühür
kuzukulağı
Noun, Food-Kitchen
(Br) İngiliz Milletler Topluluğu üyeliği
(politika) ortak adımlar
Noun
(US) adi hisse senedi sahibi hissedar
(US) adi hisse sahipleri
Noun
ortak levazım malları
Noun
(Br) belediye vergisi yükümlüsü