common

  1. ortak, müşterek.
    common property.
    common defense: ortak savunma.
    common consent:
    ortak muvafakat/rıza.
    It is our common desire to defeat the enemy: Düşmanı yenmek ortak arzumuzdur.
  2. kamu+, umuma ait.
    common good: kamu yararı.
    common opinion: kamuoyu, efkârı umumiye.
  3. genel, umumî, evrensel.
    a common language.
  4. âdi, bayağı, pespaye.
    a common thief.
    common scold: âdi/şirret.
    I don't like him, he's as common as dirt.
  5. yaygın, sık sık/heryerde raslanan.
    Rabbits and foxes are common in Britain.
    They are as common
    as blackberries: Onlar pek yaygındır.
  6. olağan, her günkü, mutat, alışılmış, malûm, herkesçe bilinen.
    a common mistake. a common sight.

    common knowledge: bilinen gerçek.
    nothing out of common: olağanüstü bir şey değil.
    in common use: hergün kullanılan, herkesin kullandığı.
    in common parlance: hergünkü dilde.
  7. harcıâlem, basmakalıp.
    common run: orta, vasat.
  8. ehven, alelâde, düşük nitelikli.
    common or garden variety: alelâde cinsten, sıradan.
    A rough-textured
    suit of the most common fabric.
  9. kaba, kabasaba, terbiyesiz.
    common manners. The way you speak is very common.
  10. rütbesi/mevkii olmayan, bayağı.
    a common soldier.
  11. Anatomy iki veya daha fazla kol veya organdan oluşmuş.
    common carotid artery: şahdamarı.
  12. (aruz vezninde) hem uzun hem kısa sayılabilen hece.
  13. Grammar (a) hem eril hem dişil: iki cinsten de olabilen (ad):
    parent, spouse, cat gibi. (b) cins.
    common noun : cins adı.
  14. Mathematics ortak, bayağı.
    common divisor: ortak bölen.
    common fraction: bayağı kesir.
    common factor: ortak çarpan.
  15. ilkel, en basit.
    common courtesy/honesty: en ilkel nezaket/dürüstlük kuralı.
  16. commons: otlak, park, meydan (gibi umuma mahsus mal).
  17. Law bir kimsenin başkasına ait arazi veya su üzerinde hak iddia etmesi.
  18. (kilisede) (a) özel festivallerde kullanılan oda veya yapılan âyin, (b) alelâde âyin, özellikle koronun şarkı söylediği âyin.
  19. (a) halk, toplum, (b) avam, orta tabaka halk.
ortak alan Noun, Construction
köyün ortak çayırında koyunları otlatmak Verb
ortaklaşa, müştereken, birlikte, beraber.
in common with … : … ile ortaklaşa/ortak olarak.
etrafı çevrilmemiş otlak
sık görülen şive
birlikte hareket
birlikte hareket
ortak yarar
ortak fayda
aynı rizikolara açık bir grup malvarlığı
misafir odası Noun
ancak aynı malikâne sınırı içinde bulunan arazide davarını otlatma hakkı (zamanaşımından elde edilen bir haktır
bir kiracının sahip olmadığı
bir arazi sahibinin başkasının arazisi üzerinde kendi hayvanlarını otlatma hakkı
ortak alan Information Technology
(ECU) ortak meclis
(Br) devir ve temlik
ortak tavır
basit avarya
celp kâğıdında belirtilen saatte duruşmaya çıkabilmesi için davalı kefaleti
sanığın
mahkeme celbinde öngörülen zamanda mahkemeye çıkmasını sağlayan kefaletin ilk şekli
davalının
davalının tecavüz olunmadığını iddia ettiği yeri tayin etmesini talep eden defisi
gürültü ve niza çıkaran kişi
sık sık haksız davalar açan ve kavga
gambot
kavgacı
(hayat sigortası) birlikte öldükleri varsayımı
taşımacı, nakliyeci, taşıma/nakliye şirketi, para ile insan ve mal taşıyan şahıs/şirket: demiryolları,
denizyolları, havayolları vb.
carrier ile ayni anlama gelir.
Noun
ortak sonuç
ortak gaye
ortak özellik Noun
en basit görgü kuralları Noun
kullanılan para
geçerli para
cold ile ayni anlama gelir. nezle, soğuk algınlığı. to catch/take cold: soğuk almak, nezle/grip olmak.
nezle, grip, soğuk algınlığı. Noun
umumun rızası
ortak giderler
ortak giderler Noun
belediye meclisi üyesi
uygun davranış
tellal
açık artırmada fiyat artıran müzayedeci
sık sık suç işleyen suçlu
ortak borçlu
herkesçe uygulanan görgü kuralları Noun
(ceza hukuku) taammüt
kasıt
ortak yön
ortak tambölen
ortak tam bölen
ortak düşman Noun
müşterek düşman Noun
ortak iş
ana sermaye
sık rastlanan hata
günlük olay
günlük olaylar Noun
navlun ve yolcu ortak ücreti
her zamanki alışılmış ifade
sık sık kullanılan deyim
genel arıza
ortak özellik Noun
ortak izlenim
ortak alan Information Technology
belediye arazisi
bir bölgenin tüm sakinlerine konan para cezası
ortaklaşa balık avlama
karalama kâğıdı
bir vasiyetnamenin
söz konusu vasiyetnamede vasiyeti tenfiz memuru diye adı geçenin tanıklığı ile vasiyetnamenin iptali
kabul edilen şekil
kamu fonu
ortak fon
kumarbaz
on sekiz karat altın
amme menfaati
ortak mezar
belediye meclisi
(yangın sigortası) her türlü yangın riski
aşağı sınıf
ortak ev hayatı
ortak ev idaresi
otel
(sözcük) ortak anlam
ortak menfaat Noun
ortak çıkar
maddi vakaları tespit ile muhakeme yapan mutad veya alelade jüri
maddi vakaları tespit amacıyla muhakeme yapan mutat ya da alelade jüri
mutad ve alelade jüri
bilinen gerçek
herkesçe bilinen şey
vasıfsız işçilik
öğrenim gerektirmeyen iş
umumi arazi
özellikle örf ve adet hukuku üzerinde uzmanlaşmış avukat ve sair hukukçu
hukuk davasına bakan avukat
sık yapılan hata
sık yapılan yanlış
müşterek hata
umumi huzur bozma
umum için zararlı olan fiiller
kamunun güvenliği için zararlı veya ahlak ve medeni hukuka aykırı olan vesair suretle kamuya zarar veren fiiller
genel düşünce
kamuoyu
ortak kanı
ortak köken
ortak malik
ortak malikler Noun
arazi üzerinde müşterek mülkiyet
ortak mülkiyet
bu durumda ortaklardan hiçbiri toprağın belirli bir kısmına sahip değildir
arazi ortak mülkiyeti
müşterek mülkiyet
her günkü dil
aydınların kullandığı dil
otlatma hakkı
ortak tehlike
sık sık kullanılan sözler Noun
ortak temel
ortak nokta
ortak politikalar Noun
genel uygulama
genel âdet
cari fiyat
anlaşma ile saptanan sabit fiyat
bir anlaşma ile saptanan sabit fiyat
firmaların bir ihalede aynı fiyat teklifinde bulunmaları Noun
rekabet içindeki firmalar arasında yer alabilecek bir fiyat savaşını önlemek için firmaların malları
aynı fiyatla satmalarını içeren anlaşma
ortak amaç
ortak kasa
ortak kese
her zamanki azap
devir muamelesi
temlik muamelesi
ferağ muamelesi
genel görüş
herkesce tanınan hak
herkesçe tanınan hak
ortak yararlanma hakkı
ortak kurallar Noun
orta sınıf halk
devlet okulları Noun
umumi mahallerde ve umumun önünde kötü ve medeni hukuka aykırı sözler sarfeden kadın
şirket kaşesi
(Br) US şirket mührü
(Br) US şirket kaşesi
(Br) bir şirkete ait mühür
kaşe
şirket mührü
şirkek mührü
profesyonel satıcı
(Br) diplomalı memur
adi hisse senedi
(Br) adi hisse senedi
umumi arazi
kuzukulağı Noun, Food-Kitchen
(Br) İngiliz Milletler Topluluğu üyeliği
(politika) ortak adımlar Noun
adi hisse senedi
(US) adi hisse senedi sahibi hissedar
(US) adi hisse sahipleri Noun
adi hisse senetleri Noun
medeni hukuk
ortak levazım malları Noun
şehirde dolaşan şayia
sabıkalı hırsız
ortak yediemin idaresi
genel kullanım
ortak yararlanma
(Br) belediye vergisi yükümlüsü
lokantacı
ortak duvar
umum yol
ortak refah