hayatında çok kitap okumuş olmak
Verb
Doğum günün kutlu olsun!
Sentence, Idioms
Nice yaşlara!
Sentence, Idioms
Nice yıllara!
Sentence, Idioms
Mutlu yıllar!
Sentence, Idioms
Doğum günün kutlu olsun!
Sentence, Idioms
Nice yaşlara!
Sentence, Idioms
Nice yıllara!
Sentence, Idioms
Mutlu yıllar!
Sentence, Idioms
pek çok, hayli, sayısız (bunu izleyen fiil/ad çoğul olur).
I have a good many things to do today.
çok, külliyetli.
so many men, so many minds: Ne kadar insan varsa o kadar da fikir var.
insanların çoğu, halk, toplum, halk kütlesi.
Is it right that the many should starve while the few have plenty?
kaç tane olduğunu hesaplamak
Verb
çoğunda, … ce, pek çok, müteaddit.
For many a day it rained: Günlerce yağmur yağdı (günlerin çoğu
yağmurlu geçti).
as many: aynı sayıda.
I saw 3 plays in as many days: 3 günde 3 temsil seyrettim.
sık sık, defalarca, tekrar tekrar.
çoğunda, … ce, pek çok, müteaddit.
For many a day it rained: Günlerce yağmur yağdı (günlerin çoğu
yağmurlu geçti).
as many: aynı sayıda.
I saw 3 plays in as many days: 3 günde 3 temsil seyrettim.
çok uzun bir zaman önce
Adverb
uzun deneyim yılları
Noun
etc.: bir çok kereler/günler/geceler vb.
Many's the time he used to say that: O bunu çok kereler söylerdi.
...'in çok büyük çoğunluğu
Noun
feleğin nice darbesinden sonra
bu kadar daha.
I'll have as many more as you can spare: Fazladan ne kadar verebilirseniz o kadar alırım.
bir sürü sıkıntılara maruz kalmak
Verb
birisinden çok üstün/kuvvetli olmak.
He carries too many guns for me: O benden çok üstündür. Onunla boy ölçüşemem.
birçok ürün için sipariş vermek
Verb
uzun yıllardır ilk defa
Adverb
kuşaklar boyunca babadan oğula geçmiş olmak
Verb
beş parmağında beş marifeti olmak
Verb
anasının gözüdür, hinoğlu hindir.
...i sana kaç kere söyledim!
çok kere, birçok hallerde.
aynen (bu sözlerle).
He didn't say in so many words: Aynen öyle söylemedi.
I told him in so many words: Ona aynen böyle söyledim.
aynen, açıkça, kesinlikle, kesin olarak.
He told me in so many words to go to Hell: Bana aynen
"cehennem ol!" dedi.
He did not say it in so many words: Aynen böyle demedi (fakat böyle demeğe getirdi).
birçok görevi şirket dışındakilere yaptırmak
Verb
konuşkan, çok konuşan, geveze.
(birisi için/birinin takatinden) fazla, aşırı, yeteneğinin üstünde.
uzun yıllar boyunca
Adverb
birçok kez el değiştirmek
Verb
dama taşı gibi oynatmak
Verb
birçok güçlüklerin karşısında başarı elde etmek
Verb
birçok ufak tefek mahrumiyet çekmek
Verb
kaldırılması gereken birçok kötü gelenek ve kanun var
İleride ne olacağı bilinmez.
Bir işe çok kimse karışırsa o iş yürümez.
türlü türlü insanlarla yakın temasa gelmek
Verb
türlü insanlarla yakın temasa girmek
Verb
birçok noktaya değinmek
Verb
her açıdan yanlış
Noun, Idioms
iler tutar yanı olmayan
Noun, Idioms
neresinden tutsan elinde kalan
Noun, Idioms