community

English-Turkish Translation

  1. Noun topluluk (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. Noun topluluk
  3. Noun cemaat
  4. Noun camia
  5. Noun komünite
  6. Noun toplum, camia, topluluk, halk, ahali, cemaat, amme, kamu.
    Turkish community in Cyprus. a rural community.
    religious community.
  7. Noun bir bölgedeki bitki ve hayvan topluluğu.
  8. Noun ortaklık, iştirak, ortaklaşa/müşterek tasarruf.
    community of property: mal ortaklığı.
  9. Noun uygunluk, uzlaşma, benzer karakter.
    community of interests: çıkar/menfaat uzlaşması.
  10. Noun mahalle, köy kasaba.
    We moved to a small community .
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Administration of the State and the economic and social policy of the community (NACE code: O84.1)
Ülke yönetimi ve toplumun ekonomik ve sosyal politikalarının yönetimi (NACE kodu: 84.1) Noun, Trades-Professions
community-formation
cemaatleşme Noun
European Outline Convention on Transfrontier Co-Operation Between Territorial Communities or Authorities
Belirli Bir Bölgeye Ait Topluluklar Veya Hükümetler Arasında Sınır Ötesi İşbirliğine Dair Taslak Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
left-wing community
sol camia Noun, Politics-Intl. Relations
Provision of services to the community as a whole (NACE code: O84.2)
Bir bütün olarak topluma hizmetlerin sağlanması (NACE kodu: 84.2) Noun, Trades-Professions
act against the moral sentiment of the community
toplumun ahlak duygusuna karşı gelmek Verb
act contrary to the faith of the community
akideyi bozmak Verb
association agreements of the european community
Avrupa Topluluğu Ortaklık Anlaşmaları Noun
Assyrian community
Süryani cemaati Proper Name
be harmful to the community
topluma zarar verici olmak Verb
business community
iş dünyası Noun, Management
business community
iş âlemi
common market community
Ortak Pazar topluluğu
conjugal community
aile birliği
conjugal community
evlilik birliği Noun, Law
conventional arms conventional community
Konvansiyonel silahlar anlaşmalı mal ortaklığı
conventional community
anlaşmalı mal ortaklığı
dissolution of conjugal community
aile birliğinin bozulması
economic community
ekonomik topluluk
europe of the community
Topluluk Avrupa'sı (Avrupa kıtasının Avrupa Topluluğu bölümüne verilen ad
European Atomic Energy Community
Euratom. European Economic Community
Euromarket.
European Atomic Energy Community
Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu Noun, European Union
european community
Avrupa Topluluğu
European Defence Community
avrupa savunma birliği
European Economic Community
Avrupa Ekonomik Topluluğu Noun, European Union
farming community
tarımcı topluluğu
financial community
finansman çevreleri Noun
for the good of the community
kamu çıkarına
for the good of the community
amme menfaatine
French Community
Fransız (Milletler) toplumu: Fransa ve bağımsızlık kazanan eski sömürgelerinden oluşan siyasî birlik (1958'de kuruldu).
gated community
güvenlikli site Noun
host community
evsahipliği yapan topluluk
industrial community
sanayi bölgesi
institution of the european community
Avrupa Topluluğu Komisyonu
instruments of the European Community
Avrupa Topluluğunun araçları Noun
international community
uluslararası camia Politics-Intl. Relations
international community
uluslararası toplum Noun, Politics-Intl. Relations
international community
uluslararası toplum Noun, Politics-Intl. Relations
investment community
yatırım yapan topluluk
lay land out in a community
toprağı işlenecek hale getirmek Verb
leaders in the community
bir toplumun ileri gelenleri Noun
leadership community
toplumun ileri gelenleri Noun
learning community
öğrenen topluluk (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
linguistic community
dilsel topluluk.
local community
yöre halkı Noun
make requisitions upon a community
bir topluluktan taleplerde bulunmak Verb
mercantile community
satıcılar
model community
örnek topluluk
neighbour community
çevre halk
neighbour community
civar halk
neighbouring community
çevre halk
neighbouring community
civar halk
raise the moral standard of the community
toplumun ahlak standardını yükseltmek Verb
religious community
dini topluluk
religious community
cemaat
religious community
bir dine bağlı topluluk
religious community
dini cemaat Noun, Religion-Faith
religious community
inanç topluluğu Noun, Religion-Faith
resident community
halk
resident community
ahali
residential community
iskân merkezi
retirement community
(US) başlıca ve özellikle yaşlı kişiler için oturma alanı
rural community
kırsal kesimde yaşayan halk
rural community
kırsal topluluk
segments of business community
iş dünyasının kesimleri Noun
speech community
dilsel topluluk.
the community
toplum, halk, devlet.
the interest of the community
genel menfaat
the interest of the community
toplumun çıkarı
trading community
tüccar topluluğu
Treaty Establishing the European Community
Avrupa Topluluğu Kurucu Antlaşması Noun, European Union
village community
ortak arazili ilkel köy.
Community acquis
Avrupa Birliği müktesebatı Noun, European Union
community acquisitions
evlendikten sonra edinilip mal ortaklığına giren mülk
community acquisitions
müktesep mallara münhasır ortaklık
community acquisitions
karı koca arasında ortak mal ve mülk
community affairs
kamu işleri Noun
community aid
kamu yardımı
community antenna
ortak anten
Community Antenna TV
ortak antenli TV: yüksek bir yere TV anteni koyarak birçok abonelere bağlama sistemi.
Community Antenna TV
cable TV
community budget
(AT) Avrupa Topluluğu bütçesi
community care
belediye bakım işleri Noun
community center
halkevi, şehir kulübü: bir bölgede oturanların ortak sorunları görüşmek veya eğlenmek için toplandıkları özel yer/bina.
Community Centers
Halkevleri Proper Name, Organizations
community centre
halkevi
community charge
her ergin kişi tarafından yılda bir kere ödenmesi gereken vergi Noun
community charge
kelle vergisi Noun
community chest
yardım parası/ödeneği: hayır cemiyetlerinin ve fertlerin hayır işleri için topladıkları para.
community company
holding
community conscious
topluluk bilinci taşıyan
community consciousness
topluluk bilinci
community council
idare heyeti
community debt
karı ve kocanın ortak borcu
community district
bucak
community district
nahiye
community engagement
toplum katılımı Noun
community estate
belediyeye ait emlak
community facilities
kamu tesisleri Noun
Community formularies
Topluluk formları Noun
community fund
ortak fon
community health
halk sağlığı
community health
medikososyal
community health centre
medikososyal merkezi
community highway
(US) karayolu
community home
yerel idarenin çocuk bakımevi
community hospital
belediyeye ait hastane
community hospital
suçlu çocuklar okulu
community hospital
ıslahhane
community house
iki veya daha çok sayıdaki ailenin oturduğu ev
Community initiative
Topluluk inisiyatifi
Community instructions
Topluluk talimatları Noun
Community instruments
Topluluk araçları Noun
community investment
kamu yararına yatırımlar
community land
belediyeye ait arazi
community law
AT mevzuatı
Community law
Topluluk hukuku
community legal instruments
Topluluk hukuki araçları Noun
community legislation
AT Bakanlar Kurulu ya da AT Komisyonu tarafından çıkarılan kanunlar
Community legislation
Topluluk mevzuatı
community life
sosyal hayat
community market
AT pazarı
community of assets
evliliğin kendiliğinden doğan bir sonucu ev ve eşyaya karı koca tarafından ortaklaşa sahip olunması
community of conquests
bkz
community of conquests
müktesep mallara münhasır ortaklık
community of goods
mal ortaklığı
community of ideas
fikir birliği
community of interests
ortak fayda üzerine kurulmuş topluluk
community of interests
menfaat ortaklığı
community of interests
menfaat ortaklığı Noun
community of life
aile birliği
community of profits
kâr ortaklığı
community of property
mal ortaklığı Noun, Law
community of religion
din birliği
Community Plant Variety Office (CPVO)
Topluluk Bitki Çeşitleri Ofisi
community policing
suç veya kargaşanın önlenmesi için kaza halkının polisle birlikte hareket etmesi
community policing
toplum polisliği Noun
community politics
bir partinin belirli bir bölgedeki yerel sorunlara dikkatini yoğunlaştırdığı politik eylem kavramı
community preference
özellikle tarım mallarında
community preference
piyasalarda olumlu davranmalarını öngören kural
community preference
AT ülkelerinin birbirlerinden yaptıkları ithalatta
community preferences
(AT) Avrupa Topluluğu ülkelerinin kendi aralarında gerçekleştirdikleri ithalatta
community preferences
özellikle tarım ürünleri için pazarlarda tercihli davranmalarını kapsayan ilkeler Noun
community property
ortak/müşterek mal: karı-kocanın ayrı ayrı veya müştereken kazandıkları, kanunen ortak sayılan ve eşit olarak bölünen mal.
community quota
(AT) ortak kota
community relations
AT ilişkileri Noun
community responsibilities
beledi sorumluluklar Noun
Community rule
Topluluk kuralı
Community rules
Topluluk kuralları Noun
community service
kamu yararına yapılan hizmet
community service order
bir mahkûmun ceza olarak ücretsiz bir belediye hizmetinde çalışmasını öngören mahkeme kararı
community singing
birlikte şarkı söyleme.
community supervision
(US) bazı suçluların hapishaneye kapatılmadan topluluk tarafından gözetim altında tutulması
Community Support Framework (CSF)
Topluluk Destek Çerçevesi
community trust
kamu yararına çalışan vakıfların yediemince idaresi
community trust
(US) bağışla yaşayan eğitim vakfı
community trust
yoksullara yardım ve hayır işleri gören vakıf
Community Volunteers Fondation (CVF)
Toplum Gönüllüleri Vakfı (TGV) Noun
Community Volunteers Foundation
Toplum Gönüllüleri Vakfı Proper Name
community worker
sosyal yardım işlerinde çalışan kişi
Community's own resources
Topluluk öz kaynakları Noun
Community's own resources
Topluluğun öz kaynakları Noun
European community commission
Avrupa Topluluğu Komisyonu (Avrupa Topluluğu'nu temsil eder
European community council
Avrupa Topluluğu Konseyi (üye ülkelerin ilgili bakanlarından oluşur , yasama ve karar alma işini yapar
European community institutions
Avrupa Topluluğu Kurumları Noun
intra community trade
(AT) Topluluk İçi Ticaret
key community leader
bir topluluğun başta gelen şahsiyeti
non interesting community indifference curve
kesişmeyen topluluk kayıtsızlık eğrisi
statutory community of property
kanuni mal birliği
union of the confederation of industries of the community employer's organi
European Avrupa Topluluğu Sanayileri ve İşverenleri Konfederasyonları Birliği (Avrupa Topluluğu'nda endüstri
ve istihdam politikası oluşturmak amacıyl
working together for the community or one of its members
imece
Eeuropean Community law
Avrupa Topluluğu hukuku
European Community (EC
avrupa topluluğu
European Community (EC)
Avrupa Topluluğu
European Community Civil Servants
avrupa topluluğu memurları Noun
European Community Commission
avrupa topluluğu komisyonu
European Community Consumer Cooperatives (ERO-COOP)
Avrupa Topluluğu Tüketici Kooperatifleri Noun
European Community Council
avrupa topluluğu konseyi
European Community Data Banks
avrupa topluluğu bilgi bankaları Noun
European Community Funds
avrupa topluluğu fonları Noun
European Community Humanitarian Office (ECHO)
Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Ofisi
European Community Institutes
avrupa topluluğu kurumları Noun
European Community Law
avrupa topluluğu hukuku
European Community presidency
Avrupa Topluluğu dönem başkanlığı
European Community Presidency
Avrupa Topluluğu (Dönem) Başkanlığı
European Community Statistical Office (EROSTAT)
Avrupa Topluluğu İstatistik Ofisi
European Community Statistical Office (EUROSTAT)
Avrupa Topluluğu İstatistik Ofisi
European Defence Community (EDC)
Avrupa Savunma Topluluğu
European Nuclear Energy Community (ENEC
avrupa nükleer enerji birliği
Multipurpose Community Center
çok amaçlı toplum merkezi (ÇATOM) Proper Name, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database