complete

English-Turkish Translation

  1. tüm, bütün, tam.
    a complete set of dishes. complete analysis of a problem. a complete surprise.
  2. bitmiş, tamamlanmış, tamam.
    When will the work on the new railway be complete?
  3. mükemmel.
    a complete gentleman.
  4. dört başı mamur, tamam, tekmil, eksiksiz, kusursuz, noksansız.
    a complete victory.
  5. baştanbaşa.
    a complete renovation.
  6. salt, mutlak.
    complete silence.
  7. yetenekli, uzman, elinden her iş gelen (kimse).
  8. tamamlamak, bütünlemek.
    I need 3 more words to complete the puzzle.
  9. bitirmek, ikmal etmek, sona erdirmek.
    Has he completeed the new novel yet?
  10. (futbol) verilen pası gole çevirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

complete abdomen ultrasonography
tüm batın ultrasonu Noun, Medicine
complete abdomen ultrasonography
tüm abdomen ultrasonu Noun, Medicine
complete abdomen ultrasonography
tüm batın ultrasonografisi Noun, Medicine
complete abdomen ultrasonography
tüm abdomen ultrasonografisi Noun, Medicine
complete abdominal ultrasonography
tüm batın ultrasonu Noun, Medicine
complete abdominal ultrasonography
tüm abdomen ultrasonu Noun, Medicine
complete abdominal ultrasonography
tüm batın ultrasonografisi Noun, Medicine
complete abdominal ultrasonography
tüm abdomen ultrasonografisi Noun, Medicine
complete one's collection
koleksiyonu tamamlamak Verb
complete one's education
eğitimini tamamlamak Verb
complete one's mission successfully
görevini başarıyla yerine getirmek Verb
complete one's mission successfully
görevinıbaşarıyla yerine getirmek Verb
complete one's sentence
cezasını tamamlamak Verb
find complete satisfaction in one's work
işinden tam memnunluk duymak Verb
absolutely complete
tastamam
make complete
bütünlemek Verb
complete a bill
senedin vade tarihini hesaplamak Verb
complete a bill
bir senedin vade tarihini hesaplamak Verb
complete a call
bir telefon konuşmasını bitirmek Verb
complete a contract
bir kontratı doldurmak Verb
complete a form
form doldurmak Verb
complete a mortgage
ipotek koymak Verb
complete a questionnaire (questionary ,)
Br bir soru formülerini doldurmak Verb
complete a return of income
gelir vergisi beyannamesi doldurmak Verb
complete a task
bir görevi yerine getirmek Verb
complete abdomen ultrasound
tüm batın ultrasonu Noun, Medicine
complete abdomen ultrasound
tüm abdomen ultrasonu Noun, Medicine
complete abdomen ultrasound
tüm batın ultrasonografisi Noun, Medicine
complete abdomen ultrasound
tüm abdomen ultrasonografisi Noun, Medicine
complete abdominal ultrasound
tüm batın ultrasonu Noun, Medicine
complete abdominal ultrasound
tüm abdomen ultrasonu Noun, Medicine
complete abdominal ultrasound
tüm batın ultrasonografisi Noun, Medicine
complete abdominal ultrasound
tüm abdomen ultrasonografisi Noun, Medicine
complete audit
yıl sonu tam denetimi
complete copy
tam kopya
complete darkness
zifiri karanlık
complete edition
tam baskı
complete edition
tam nüsha
complete half of
yarılamak Verb
complete information
tam bilgi
complete instrument
gerektiği gibi doldurulmuş belge
complete jurisdiction
kaza yetkisi (davaya bakıp hükmü icra mevkiine koyma
complete knowledge
tam eksiksiz bilgi
complete monopoly
tam tekel
complete opposite
taban tabana zıt
complete outfit
tam teçhizat
complete ownership
bkz
complete particulars
bütün ayrıntılar Noun
complete patent
kesin patent
complete payment
ödemeyi tamamlamak Verb
complete payment
eksiksiz ödeme
complete refund
tam geri ödeme
complete refund offer
tam geri ödeme
complete refund offer
müşterinin şikâyet etmesi durumunda satılan malın geri alınıp bedelinin ödeneceğinin bildirilmesi
complete set
tam takım
complete specification
ek spesifikasyon
complete specification
ilave spesifikasyon
complete stranger
yedi kat el
complete success
tam başarı
complete the parts which are missing
eksiğini tamamlamak Verb
complete to finish a piece of work
bir işi tamamlamak Verb
complete voucher copy
tam makbuz kopyası Noun
complete works
külliyat
complete works
toplu eserleri Noun
complete works
tüm eserleri Noun
complete write off
tam ziya
be a complete failure
tam bir başarısızlık halinde olmak Verb
be in complete ignorance of sb's plans
birinin tasarılarından hiç haberi olmamak Verb
have a complete answer to an accusation
bir suçlama karşılığında verilecek tam cevabı bulmak Verb
have a complete answer to an accusation
bir suçlama karşısında verilen tam cevapı bulmak Verb
have sb's complete confidence
birinin tam güvenine mazhar olmak Verb
have someone complete sth
tamamlatmak Verb
in complete confusion
karma karışık
in complete confusion
karmakarış
in complete disorder
karman çorman
lay complete information before the house
parlamentoya bütün bilgileri sunmak Verb
make something complete or whole
tamamlamak Verb
put into complete disarray
karmakarış etmek Verb
take complete command of
avuç una almak Verb
to make a complete mess of
iç etmek (kaba) Verb
with complete impartiality
tam bir tarafsızlıkla
English-Turkish phrases from Zargan's own database