birini akşam yemeğine götürmeye davet etmek
Verb
buğulama, kapuska: sığır eti, lâhana, patates kaynatılarak yapılan yemek.
mum ışığı altında akşam yemeği
akşam yemeği için giyinmek
Verb
güzel giyiniyorum sanıp herkese gülünç olmak.
akşam yemeği için randevu vermek
Verb
dostlara akşam yemeği vermek
Verb
akşam yemeğine davetliler beklemek
Verb
birini akşam yemeğine beklemek
Verb
Yemek zamanıdır.
a train for Paris: Paris treni (Parise giden tren).
What for? Ne için?
What did you that for? Bunu niçin yaptın?
What's this knife for? Bu bıçağın işi ne?
What's the German for bread? Ekmeğin Almancası nedir?
birini akşam yemeğine alıkoymak
Verb
yemek masasında birinin yanında oturan kişi
buğulama, kapuska: sığır eti, lâhana, patates kaynatılarak yapılan yemek.
konukları akşam yemeği için yerleştirmek
Verb
deniz ürünlerinden yapılan yemek.
yalnız erkeklerin gittiği akşam yemeği
birine akşam ziyafeti çekmek
Verb
akşam yemeğine kalmak
Verb
birini akşam yemeğine götürmek
Verb
birini akşam yemeğine götürmek
Verb
birinin onuruna bir akşam yemeği vermek
Verb
birine akşam yemeği ısmarlamak
Verb
bir akşam yemeğinde servis yapmak
Verb
yemek zili.
dinner hour = dinner time: yemek saati.
dinner jacket: smokin.
dinner pail:
sefertası.
dinner party: ziyafet.
dinner table: sofra, yemek masası.
dinner service = dinner set: sofra takımı.
dinner-trolley = dinner-wagon: (evler için) küçük yemek arabası.
dinnerware: sofra takımı (tabak, bardak, çatal, kaşık, bıçak).
davetlilerin yerlerini gösteren sıra kartı
resmi yemek daveti giysisi
resmi yemek daveti giysisi
okul yemeklerini denetleyen kadın
yemek tabağı
Noun, Kitchen Appliances
(US) akşam yemeği toplantısı
bir yemeğin masraflarını bölüşmek
Verb
birini nefis bir akşam yemeğine götürmek
Verb