bir kuşkuya yer vermemek
Verb
bir şüpheye mahal vermemek
Verb
delil yetersizliği halinde sanığın korunma hakkı.
to give the benefit of doubt: suçu ispatlayacak
kesin delil bulunmadığı zaman sanığın suçsuzluğuna hükmetmek.
Because of insufficient evidence, the accused was given the benefit of doubt and acquitted.
hiç kuşkusuz/şüphesiz, kesinlikle, şüphe yok ki.
hiç kuşkusuz/şüphesiz, kesinlikle, şüphe yok ki.
suçun kesin olarak veya her türlü makul şüpheden uzak olarak kanıtlanmış olduğunu ifade eden deyim
suçun kesin olarak veya her türlü makul şüpheden uzak oarak kanıtlanmış ol
hiç kuşkusuz/şüphesiz, kesinlikle, şüphe yok ki.
kesin olarak saptamak
Verb
her türlü kuşku olasılığını bertaraf etmek
Verb
şüpheyi bertaraf etmek
Verb
birini (suçu kanıtlanamadığı için) suçsuz saymak
Verb
şüpheli.
no doubt that: şüphesiz, (hiç) şüphe yok ki.
without doubt: şüphesiz, muhakkak.
No doubt he will win in the end. He will pass the test without doubt.
kuşkusuz, şüphesiz, kesinlikle, kat'iyetle, kesin/kat'î surette, hiç şüphe yok (ki), elbette.
The court will no doubt deal severely with the criminals.
Adverb
zannederim, herhalde, eminim ki.
Adverb
tartışmaya açık
Adjective
şüphe götürmeyecek şekilde kanıtlamak
Verb
bir şüpheyi gidermek
Verb
Şüphenin Gölgesi
Proper Name, Cinema
ceza ehliyeti ve diğer koşulların uygulanmasında tereddüt duyduğunda beraat veya erteleme kararı vermesi
birinin yeteneklerinden şüphe etmek
Verb
bir raporun gerçekliğinden şüphe etmek
Verb
...'i şüpheli hale getirmek
Verb
... hakkında şüphe uyandırmak
Verb
birşeye şüphe düşürmek
Verb
birşeyin gerçekliğine şüphe düşürmek
Verb
birşeyden şüphe edilmesini sağlamak
Verb
birşey hakkında şüphe uyandırmak
Verb
Şüpheye mahal vermemek açısından belirtilmelidir ki,
Law
imzanın sahihliğinden kuşkulanmak için nedeni olmak
Verb
birinde bir şey hakkında şüphe bırakmamak
Verb