durumunu değiştirmek
Verb
pozisyonunu değiştirmek
Verb
mevkiini değiştirmek
Verb
pozisyonunu sağlamlaştırmak
Verb
mevkiini sağlamlaştırmak
Verb
pozisyonunu pekiştirmek
Verb
mevkiini pekiştirmek
Verb
döviz pozisyonu
Noun, Banking
döviz pozisyonu
Noun, Banking
sermaye yapısını güçlendirmek
Verb, Banking
işinden istifa etmek
Verb
büyük bir kudret olmaktan çıkmak
Verb
mevkiini muhafaza etmek
Verb
(US) bir mevkiye önemli niteliklerle gelmek
Verb
mevkiini pistonla elde etmiş olmak
Verb
mevkiinden istifa etmek
Verb
öğretmenlikten ayrılmak
Verb
mevkiini muhafaza etmek
Verb
durumunu kuvvetlendirmek
Verb
ileri mevki
Noun, Military
savunma odak noktası
Noun
(borsada) fiyatların düşmesi
rekabet içindeki markanın yeri
(borsada) fiyatların yükselmesi
fiyatların yükselme pozisyonu
nakit durumu
Noun, Accounting
nakit pozisyonu
Noun, Accounting
rekabet edebilme kapasitesi
(banka) cari likidite durumu
(demiryolları) tehlike sinyali
hakim durum
Noun, Competition Law
menkul kıymet satışı yapan müşterinin menkul kıymetleri borsa simsarına teslim etmemesi
önceden kararlaştırılmış geri çekilme hattı
sabitleştirici kimyasal eriyik
iyi maaşlı pozisyon
Noun, Career
tespit olunmamış likidite durumu
sorumluluk gerektiren mevki
uzun pozisyon
Noun, Banking
kadının sırtüstü yattığı klasik sevişme pozisyonu
Sexuality
politika saptayıcı mevki I
bir yayımda ek ücrete tabi tercih edilen ilan yeri
bir firmanın likidite durumu
(borsa) mevcut olmayan malı satma
(reklamcılıkta) otobüs ya da başka araçların içinde ya da dışında ya da yanlarındaki reklam yeri
bir reklamın rakiplerin reklamlarından ayrı bir durumda olması
(askerlik) bekleme mevzii
bir örgütün cari durumunun sürekli ve sistemli bir biçimde değerlendirilmesi
(menkul kıymetler piyasası) tahsil edilen borçların listesi
bir müşterinin daha fazla risk yüklenmesini önlemek amacıyla bir yatırımın niteliğinden kaynaklanan bir riski dengeleyici işlem
konum lambası
Noun, Transport
(uçak) durum lambası
Noun
yeri sabit olan reklamcılık medyası
Noun
reklam verenin bir gazete ya da dergide ya da radyo ya da televizyonda belirli bir yeri istemesi
mal borsalarına karşı uzun vadeli (altı ay ile bir yıl ya da daha uzun bir süre) bir yaklaşım içinde olan tüccarlar
Noun