sürücüsüz
Adjective, Transport
sürücüsüz metro
Noun, Transport
kaza yapmamış olan sürücü
otomobilde arka koltukta oturup şoförün sürüş tarzına müdahele eden kimse.
Noun
ukalâ, kendine ait olmayan işleri tenkide, sorumlulara akıl öğretmeye kalkışan kimse.
Noun
CD-ROM sürücü
Information Technology
aygıt sürücü
Information Technology
görüntü (birimi) sürücüsü
Information Technology
tehlikeli araba kullanan sürücü
uzak mesafe kamyon sürücüsü
motorlu araç kullanmayan kişi
sürücünün görüş alanını engellemek
Verb
arabanın sürücünün kendine ait olması
şahmerdan, kazık varyozu/tokmağı.
Noun
yazıcı sürücüsü
Information Technology
yarışta kazanılan paradan alınan vergi yarış otomobili sürücüsü
ralli pilotu
Noun, Sports
tehlikeli araba kullanan sürücü
dizisel sürücü
Information Technology
köle gibi adam çalıştıran kimse, kölelere nezaret eden kimse.
yavaş ve ihtiyatlı araba sürücüsü.
taksi şoförü
Proper Name, Cinema
iyi şoför olduğu meydana çıkmak
Verb
sürücü yorgunluğu
Transport
büyümeyi destekleyen unsur
Noun, Economics
sürücü güvenliği
Transport
sürücü hava yastığı
Noun, Transport
sürücü kabini
Noun, Transport
sürücü bölmesi
Noun, Transport
sürücü belgesi
Noun, Land Transport
sürücü belgesi
Noun, Land Transport
yetkili/sorumlu makam/mevki.
be in the driver's seat: yetkili/sorumlu (mevkide) olmak.
Noun
sürücü mahallinde oturmak
Verb
bir kazayı şoförün dikkatsizliğine atfetmek
Verb
bir kazayı şöförün dikkatsizliğine atfetmek
Verb
yönetici durumunda, kontrol mevkiinde.
(US) hasara uğramayan mallar için sigorta indirimi
sürücü ehliyetinin geçici süre alınması