duration

  1. Noun süre, müddet.
    of short/long duration: kısa/uzun süreli.
    The strike is expected of long duration.
  2. Noun süreklilik, devam.
ziyaret süresi Noun
sınırlı süreli sözleşme
(a) savaş süresince, savaş bitinceye kadar, (b) süresince, devam ettiği müddetçe, sonuna kadar.
We
are in this together for the duration: Sonuna kadar bu işte beraberiz.
azami süre Noun
ortalama süre
normal süre Noun
kısa süreli
ziyaret süresi Noun, Software
telif hakkının süresi
kira süresi
lisansın süresi
bir lisansın süresi
yardımın süresi
sözleşme süresi Noun, Law
uçuşun süresi
ömrün süresi
teklifin süresi
patent hakkının süresi
kalış süresi Noun
eğitim süresi Noun, Education-Training
aylıksız izin süreleri Noun, Employment
geçerliğin süresi
(sigorta) ortalama ömür
savaş süre since
azami eğitim ve öğretim süresi Noun, Education-Training
azami tamamlama süresi Noun, Education-Training
normal ve azami eğitim ve öğretim süresi Noun, Education-Training
normal eğitim ve öğretim süresi Noun, Education-Training
tahmini ömür
toplam süre Noun, Education-Training