Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
earnest
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
ciddî, ağırbaşlı, gayretli, istekli, çalışkan.
an earnest worker/student
: gayretli/çalışkan bir
işçi/öğrenci.
He made an earnest attempt to persuade her.
an earnest effort
: ciddî bir gayret.
içten, samimî.
an earnest apology. an earnest prayer. earnest words.
gerçek(ten), hakikî, çok önemli.
an earnest Moslem
: hakikî bir Müslüman.
(maksat ve niyette) ciddiyet, içtenlik, samimiyet.
in (deadly) earnest
: ciddî/samimî olarak, gerçekten.
He is very much in earnest
: İşi çok ciddiye alıyor.
as an earnest of one's goodwill
: iyi niyetinin delili olarak, iyi niyetini kanıtlamak için.
öndelik, pey, teminat, avans, kaparo.
earnest money
: alım öndeliği, teminat/pey akçesi, avans, peşinat.
ön-belirti, delil, alâmet, işaret.
He has been working harder today as an earnest of his good intention for the future.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
be in sober earnest
çok ciddi olmak
Verb
give an earnest
kaparo vermek
Verb
give an earnest
pey vermek
Verb
give an earnest
pay vermek
Verb
give someone an earnest
birine pey akçesi vermek
Verb
in good earnest
ciddi olarak
receive an earnest
kaparo almak
Verb
set to work in earnest
ciddi çalışmaya başlamak
Verb
earnest buyer
ciddi satın alıcı
earnest desire
temenni
earnest money
pey
earnest money
pey akçesi
earnest money
kaparo
earnest prayer
can-ı gönülden dua
earnest request
ciddi rica
earnest worker
çalışkan işçi
give someone an earnest money
birinci pey akçesi vermek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.