kill

  1. Verb öldürmek, katletmek.
    to kill insects/one's enemies. The troops were shooting to kill.
  2. Verb yoketmek, mahvetmek, sona erdirmek, son vermek.
    to kill one's hopes. to kill a proposal. The frost
    killed the flowers. to kill competition.
  3. Verb etkisiz hale getirmek, (etkisini) yok etmek/gidermek, dindirmek.
    to kill the pain with drugs. to kill an odor.
  4. Verb bozmak, çalışamaz hale getirmek, durdurmak.
    to kill an engine.
  5. Verb (zamanı) boşa geçirmek, (vakit) kaybetmek/öldürmek.
    While waiting for the train, he killed the time by going for a walk.
  6. Verb (ıstırap/keder vb. ye) boğmak/garketmek, çok acı/ıstırap vermek, mahvetmek.
    My sore foot is killing me.
  7. Verb (zevk/heyecan/neşeden) bayılmak, kendinden geçmek, çok hoşlanmak.
    His jokes really kill me: Onun
    şakalarına/anlattığı fıkralara bayılıyorum.
  8. Verb (tenis) topa çok hızlı vurmak.
  9. Verb (hayvanı) boğazlamak, kesmek.
  10. Verb cinayet işlemek, adam öldürmek.
  11. Verb ölmek, öldürülmek.
    an animal that kills esaily.
  12. Verb dayanılmaz/çok büyük etki yaratmak, hayran bırakmak.
    dressed to kill: herkesin dikkatini çekecek şekilde giyinmiş.
  13. Verb, Printing silmek, çıkarmak.
  14. Verb (yasa vb.) veto etmek, reddetmek.
    kill a proposal/a bill in parliament.
  15. Noun öldürme, avlama, boğazlama, kesme.
  16. Noun av, avda öldürülmüş hayvan.
    There was a plentiful kill. The lion didn't leave his kill until he had satisfied his hunger.
  17. Noun dere, ırmak, kanal, çay.
iştah kapamak Verb
bir hayvanın öldürülmesinde veya mücadelenin/yarışmanın sonunda hazır (bulunmak).
kıyamamak Verb
çok gösterişli giyinmiş
çok gösterişli bir şekilde giyinmiş.
vadeli işlemler piyasasında
hemen yerine getirilecek ya da iptal edilecek bir talimat
(= doldur ya da öldür) notunun düşülmüş olması gerekir
temizlemek (argo) Verb
harcamak (argo) Verb
öldürmek kastıyla
kanun tasarısını reddetmek Verb
bir kanun önergesini parlamentoda başarısızlığa uğratmak Verb
adam vurmak Verb
Bülbülü Öldürmek Proper Name, Cinema
bir suikasti hazırlık aşamasındayken akamete uğratmak Verb
bir teklifi başarısızlığa uğratmak Verb
bir öneriyi başarısızlığa uğratmak Verb
bir telgrafı iptal etmek Verb
telgrafı iptal etmek Verb
bir telgrafı yeniden çekmek Verb
bir uçak düşürmek Verb
kurban kesmek Verb
yanlış bir hareketle motoru durdurmak Verb
işkence etmek Verb
kırışmak Verb
altın yumurtlayan kazı öldürmek Verb
hepsini öldürmek, kılıçtan geçirmek, tamamen yoketmek, kökünü kazımak, soyunu kurutmak, imha etmek.
The
frost killed off most of the insect pests.
canına kıymak Verb
kendini öldürmek Verb
şiddetli/tehlikeli ilâç/tedbir/ameliyat.
becermek Verb
birinin ümitlerini kırmak Verb
meşru müdafaa ile birini öldürmek Verb
(birisini) iyiliğe boğmak, lûtfa garketmek, aşırı nezaket/lûtufkârlık göstermek, çok minnettar bırakmak,
fazla iltifatla canını sıkmak,
Brit. (çocuğu) şımartmak.
tasarlayarak öldürmek Verb
birini ölesiye çalıştırmak Verb
aile efradının birinin dönüşünü kutlamak.
Altın yumurtlayan kazı kesmek. (İşini kendi eliyle bozmak).
bir dişin sinirini almak Verb
vakit öldürmek, vaktini boşa harcamak.
bir taşla iki kuş vurmak.
fazla üstüne düşerek zarar vermek Verb
çok gülmek Verb
gülmekten ölmek Verb
hemen yerine getirilmediği takdirde bir borsa emrinin iptalini öngören borsa emri
kıydırmak Verb
temizletmek Verb
...sen ölmezsin.
birini öldürmek için birlikte plan kurmak Verb
oyalamaca: futbolda çok sayı yapan taraf oyuncularının fazla gol yememek veya oyunu kazanmak için topu elden bırakmamaları.
...sen ölür müsün?