cismani zarar
Noun, Civil Law
yabancı cisim aspirasyonu
Noun, Medicine
gusül abdesti
Noun, Religion-Faith
gusül
Noun, Religion-Faith
boy abdesti
Noun, Religion-Faith
(ekseriya romatizmanın kalp dokusunda oluşturduğu) iğ biçiminde şişkinlik.
(a) yıldız, gezegen, komet vb. gök cismi, (b) uzay-özdek: bütün uzayı doldurduğu ve her ferde ait ikinci
bir semavî vücut oluşturduğu farzedilen, yaşadığı sürece fertlerle beraber olan, vücut öldükten sonra da yaşayan çok hassas varlık.
veren kuruluş (Kaynak:
CEDEFOP)
Noun, Education-Training
toplu sözleşmeye katılan temsilciler kurulu
kara cisim: yüzeyine düşen elektromanyetik ışınlamaları yansıtmaksızın tamamen soğuran veya akkorluğa
kadar ısıtılınca sürekli bir görünür ışık izgesi veren kuramsal cisim.
black body radiation: kara cisim ışınımı.
black body temperature: kara cisim sıcaklığı.
Noun
gözkapağının kirpikli kısmı.
yetkili organ, yetkili birim
başlığın dışında kalan metin
kordiplomatik, bir başkentte bulunan yabancı diplomatların tümü.
bir işi yapmakla görevli heyet
tahminlerde bulunan kurul
yabancı cisim
Noun, Medicine
kafesli uçak gövdesi
Noun
Golgi cisimciği: hayvan gözelerinde bulunan ve salgılamada (ifrazatta) rolü olduğu sanılan ağımsı madde.
Noun
ara-madde: virüslerin sebep olduğu bazı hastalıklarda gözeler arasında oluşan boyalı madde.
Noun
keton-özdek: şeker hastalığı gibi bazı patolojik hallerde kanda ve idrarda çok miktarda bulunan asetoasetik
asit, beta hidroksibütirik asit ve aseton maddelerinden biri.
idare organı
Noun, Management
yönetim organı
Noun, Management
belediyeya da kamu hizmeti gören kurum
belediye ya da kamu hizmeti gören kurum
hiçbir şey yapmadığından kendisine görev verilebilecek kişi
beyzî sinir ucu: beynin omuriliğe birleştiği kısmın önünde bulunan iki oval sinir dokudan herbiri.
ucay-göze: döllenme zamanına yakın yumurtada oluşan iki yuvarlak gözeden herbiri.
devlet kurumu
Noun, Public Administration
kamu kurumu
Noun, Public Administration
kendi kendini yöneten organ
akış çizgisi biçimi gövde
denetim organı
Noun, Management
sökülebilen üstyapı
Noun, Transport
torpidoya benzeyen karoseri
vitreous electricity: cam elektriği, pozitif elektrik, camı ipekle ovarak elda edilen elektrik.
çelik yelek
Noun, Military
bedensel farkındalık
Noun, Medicine
rakibin gövdesine indirilen yumruk.
vücudun tehlikesizce kabul edebildiği radyasyon durumu
vücut bakımı
Noun, Medicine
(buz hokeyinde hasmın ilerlemesini) gövde ile engelleme.
bodycheck: gövde ile engellemek.
Noun
bir ilan ya da reklamdaki manşet ya da resim dışındaki ana metin
(savaşta) düşman ölüleri sayısı.
beden benliği
Noun, Psychoanalysis
şekillendirmek, maddî şekil vermek.
Imagination bodies forth the forms of things unknown (Shak.):
Muhayyile, meçhul şeylere maddî şekiller verir.
beden imgesi
Noun, Psychology
beden dili
Noun, Sociology
bir ilanda küçük punto ile yazılmış sözler
vücut azaları
Noun, Medicine
siyasî toplum: hükümet yönetimi altında birleşmiş halk topluluğu.
Noun
gövdeye sımsıkı oturan gömlek.
Noun
(güreşte) künde, rakibini kaldırıp mindere fırlatarak sırtını yere getirme.
(kadın) mayolu çorap.
Noun
vücut sıcaklığı
Noun, Medicine
esas (metnin basıldığı) punto. display type