party

  1. Noun ziyafet, eğlence, toplantı, parti.
    dinner party: ziyafet.
    evening party: suvare.
    give
    a party: ziyafet vermek, eğlence düzenlemek.
    party dress: ziyafette giyilen elbise.
    party poop = party pooper:
    argo oyunbozan, eğlenceye katılmayan kimse.
  2. Noun kurum, cemiyet, topluluk, grup, ekip.
    a search/rescue party: arama/kurtarma ekibi.
    Will you
    join our party? Bize/grubumuza katılır mısınız?
    a party of schoolchildren: bir grup öğrenci.
  3. Noun, Military (askerî) birlik, kıta.
  4. Noun (siyasal) parti, fırka.
    party politics: parti politikası.
    party spirit: (a) particilik
    zihniyeti, partiye sadakat, (b) eğlence vb. düşkünlüğü.
  5. Noun, Law taraf, sözleşme imzalayanlardan herbiri.
  6. Noun iştirakçi, katılan, iştirak eden kimse.
    be a party to: -e katılmak, (suç vb. ye) ortak olmak.

    be a party to a crime: bir cinayete katılmak.
    He was a party to the deal: Pazarlığa o da katıldı.
    He was one of the party: O da gruba dahildi/onlardan biri idi.
  7. Noun birey, kişi, şahıs, fert.
    a party of the name of Jo: Jo adında birisi.
    third party: üçüncü
    şahıs.
    He is the guilty party: Suçlu olan odur.
    She is a sweet old party, though she talks too much: Çok konuşur ama pek sevimli bir ihtiyardır.
  8. Noun ortak, müşterek.
    party wall: ortak duvar, ara duvarı.
  9. Noun eğlenceye/ziyafete/davete gitmek.
  10. Noun gönül eğlendirmek, habire eğlenmek, vaktini eğlence ile geçirmek.
    party till dawn: sabahlara kadar eğlenmek.
bir siyasi partiye girmek Verb
bekârlığa veda partisi Noun
partisine bağlı olmak Verb
partisine bağlı olmak Verb
antlaşmaya taraf olmak Verb, International Law
Demokratik Halk Partisi (DEHAP) Proper Name, Politics-Intl. Relations
partisini terk etmek Verb
partisinden ayrılma
kendi partisini avucunun içine almak Verb
partisine birkaç üye daha kazanmak Verb
bir partiye katılmak Verb
oyunu bir partiye vermek Verb
tek parti dönemi Noun, Politics-Intl. Relations
tek parti rejimi Noun, Politics-Intl. Relations
partili Adjective, Politics-Intl. Relations
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Noun, Politics-Intl. Relations
Halk Fırkası Proper Name, Organizations
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Proper Name, Organizations
bekârlığa veda partisi Noun
parti sine birini kazanmak Verb
partisine birini kazanmak Verb
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Proper Name, Organizations
fırka
lehdar taraf Noun
öncü komandolar
karşı taraf Law
mağdur taraf
elektronik para havale sisteminde
bekarlığa veda partisi Noun
yararlanan taraf
lehdar taraf
doğum günü partisi
ikmal birliği
mahkeme masraflarını ödeyecek taraf
kira kontratı Noun, Maritime Law
gemi kiralama beyannamesi
navlun mukavelesi
Noel partisi
yolculuk şirketi
ehlivukuf
bilirkişi
hakkını almak üzere mahkemeye başvuran taraf
özel yatırım çevrelerinde
(Hindistan) Kongre Partisi
muteahhit taraf
kıyafet balosu Noun
dans partisi
yükümlülüğünü yerine getirmeyen taraf
sözünü yerine getirmeyen taraf
davalı taraf
tahrip müfrezesi
müfreze
resmi akşam yemeği
suare
yemekli gece toplantısı
yemekli davet
travesti
işret âlemi
işçilerce finanse edilen parti
hak sahibi olan taraf
gece toplantısı
münferit parti
itfaiye takımı
ateş müfrezesi
dolandıran taraf
garden parti
iktidar partisi Noun, Politics-Intl. Relations
iktidar partisi Noun, Politics-Intl. Relations
suçlu taraf
yeni bir eve taşınanlar tarafından dostlarına verilen ziyafet
(poliçe) direkt hak sahibi
patent hukukunda patenti ihlal eden taraf
mağdur
sigortalı taraf
müdahil taraf
müdahale eden taraf
aşırı milliyetçi parti
işçi partisi Noun, Politics-Intl. Relations
işçi partisi Noun, Politics-Intl. Relations
(Br) askeri çıkarmaya katılanlar
solcu parti
sorumlu taraf
çoğunluk partisi
hata yapan âkit taraf
hata yapan akit taraf
önerge veren taraf
(US) linçle insan asma
keşideci Noun, Law
mağdur taraf
muhalefet partisi
karşı taraf
parti grubu
daimi kadro personeli
halkçı parti
davayı kazanan
yenen taraf
galip gelen taraf
esas borçlu
özel parti
dava eden taraf
davacı taraf
satın alma tarafı
radikal parti
aktif yasal siyasal parti
alıcı taraf
kurtarma komandosu Noun
(poliçe) endirekt taraf
(kambiyo senedi) dolaylı taraf
cumhuriyetçi parti
sağcı parti
iktidardaki parti
iktidar partisi Noun, Politics-Intl. Relations
seçkin topluluk
düğün partisi
küçük parti
sosyalist parti
bölücü parti
sürpriz partisi
çay
turist topluluğu
yük boşaltma ekibi
kazanmayan taraf
kaybeden taraf
kazanan taraf
çalışma grubu
bir siyasi partinin baş eylemcisi
(dava) geri ödenebilen masraflar
parti özerkliği
parti şefi
parti çatışması
parti genel kongresi
parti kongresi Noun, Politics-Intl. Relations
parti kontrolü
parti çatışmaları Noun
parti kurulu
parti hâkimiyeti
suare giysisi
resmi elbise
geçmişteki ve şimdiki politik güçlerinden ötürü kendilerine saygı duyulan partinin yaşlı üyeleri Noun
partiye hizmetlerinden
parti amblemi
yetkili taraf
parti başkanı
partinin icra gücü olan üyeleri Noun
partiye sadık seçmenler
partili
fraksiyon
parti görevleri Noun
parti merkezi
fırsatçı
parti hiyerarşisi
parti akideleri Noun
parti başkanı
parti yöneticileri Noun
parti başkanlığı
parti disiplininden çıkmayan ülke
parti disiplininden çıkmayan üye
parti teşkilatı
parti teşkilatı
partici
partili
parti yöneticisi
parti kongresi
parti üyesi
partili
parti teşkilatı
partinin resmi organı
parti politikacısı
parti politikası Noun
parti anketi
parti görevi
parti başkanı
parti memuru
bir partiye ilk gelen konuk
parti içi kavgalar Noun
parti kongresi
partinin yeniden teşkilatlanması
parti kararı
parti ayaklanması
parti rakibi
parti sloganı
parti desteği
parti programı
gurup bileti
grup bileti
bir partinin haznedarı
parti birliği (parti içindeki küçük grupların çoğunluğun kararı yönünde hareket etmesi
yangın duvarı
ara duvar