limited

  1. Adjective sınırlı
  2. limitet
  3. Adjective sınırlı, kısıtlı, mahdut, tahditli.
    to a limited extent: bir dereceye kadar.
    He's having only
    limited success in his new business.
  4. Adjective sayılı, az (sayıda).
    a limited number of seats.
  5. Adjective dar, yetenekleri sınırlı, yaratıcı kabiliyetten yoksun.
    a bit limited, a bit thick in the head.
  6. Adjective (a) limited (şirket), mahdut mes'uliyetli (ortaklık).
    limited partnership: komandit şirket.
    kıs.:

    Ltd.
    Smith Brothers Co. Ltd. (b) (bkz: incorporated ).
  7. Adjective (tren/otobüs) ekspres.
    limited-stop bus: her durakta durmayan otobüs.
(Br) limited şirket
(Br) sınırlı sorumlu şirket
zamanla sınırlı tereke idaresi
sınırlı temyiz olanağı
kısa hesap denetimi
sınırlı denetim
mahdut selahiyet
sınırlı yetki
sınırlı imza yetkisi
hisselerle sınırlı
sınırlı kapasite
sınırlı ehliyet
sınırlı kapasiteli fabrika
sınırlı taşıyıcı
rica karşılığında yalnız bazı mal türlerini taşıyan taşıyıcı
tahditli çek
sınırlı çek
(Br) sınırlı çek (döviz işlemlerinde kullanılan ve döviz ile ifade edilen ancak çekin bu tutarı aşmayan
bir değer ifade ettiğini göstermek için kenarı
(Br) tahditli çek
limited şirket
limitet sorumlu şirket
limitet şirket
sınırlı konvertibilite
kaza yetkisi sınırı
sınırlı kredi
borsa simsarı ile müşterisi arasında bazı alım satımları müşteriye danışmadan yapabilmeyi olanaklı kılan anlaşma
sınırlı kâr payı
sınırlı temettü
sınırlanmış temettü
(US) ayrılık
mahdut baskı, belirli sayıda baskı.
sınırlı yetkili vasiyeti tenfiz memuru
(US) FD
uzak mesafe ekspres treni
yerleri numaralı tren
sınırlı oy hakkı
meşruti hükümet
sınırlı garanti
sınırlılık
sınır bakımından sorumlu
kıt zekâ
sınırlı kaza yetkisi
sınırlı geçerliği olan ödeme vasıtası (madeni para
sınırlı kredi mektubu
mahdut mesuliyet
sınırlı sorumluluk
sınırlı sorumlu şirketler Noun
limited şirket
sınırlı sorumlu şirket
limitet şirket
sınırlı yaşam
kısa ömürlü varlıklar Noun
tren postası Noun
sınırlı pazar (borsada , belirli bir menkul değerin büyük bölümünün birkaç kişi ya da kurumun elinde
bulunmasından , bu menkul kıymetin alımı ve satım
sınırlı pazar
sınırlı geçim kaynağı
geçim olanakları dar olmak Verb
meşrutî krallık.
meşrutiyet idaresi, meşrutî hükümet sistemi.
az sayıda
hiyerarşi
sınırlı sipariş
(borsa) sınırlı talimat
kısıtlı malik
sınırlı sorumlu ortak
sınırlı sorumlu a b
sınırlı ortak payı
komandit şirket Noun, Companies Law
limitet ortaklık
limited ortaklık
sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket Noun, Civil Law
sınırlı prim ödemeli sigorta
sınırlı prim ödemeli hayat sigortası Noun
(Br) sınırlı prim ödemeli hayat sigortası Noun
düşük primli hayat sigortası Noun
sınırlı riskleri kapsayan sigorta
kısıtlı riskli poliçe
sınırlanan prim ödemesi
düşük primli
(borsa) kur sınırı
sınırlı sayıda basım
sınırlı rücu
kısıtlı kaynaklar Noun
sınırlı sorumluluk
opsiyon sözleşmesini satın alma riski
az yer
mahdut yer
sınırlı etkinlik alanı
kısıtlı oy kullanma hakkı
sınırlı mal mevcudu
sınırlı temyiz olanağı limited sınırlı vergi sorumluluğu
geçerliği sınırlı olan bilet
ucuz tarifeli bilet
geçerliliği sınırlı olan bilet
sınırlı zaman
münhasır
az vagonlu tren
yerleri numaralı tren
kısa süreli kurulmuş olan şirketler topluluğu
sınırlı amaçlı savaş, mahdut hedefli harp.
sınırlı geçerliği olan ödeme vasıtası Noun
sınırlı talimat
inhisar etmek Verb
bir ortaklıkta sınırlı sorumlu olmak Verb
sermayesinin üzerinde garanti ettiği belirli bir tutarla sorumluluk yüklenm
(Br) sermayenin üzerinde garanti ettiği belirli bir tutarla sorumluluk yüklenmiş şirket (bu durumda her
ortağın şirketin büroları dolayısıyla tasfiyes
hissedarların sorumluluğu hisselerle sınırlandırılmış şirket
(Br) hissedarların sorumluluğu hisselerle sınırlandırılmış şirket
sınırlı süreli sözleşme
yetkisi sınırlı mahkeme
dar olanakları olmak Verb
dar anlamda
... de dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere Adverb, Law
bunlarla sınırlı olmamakla birlikte aşağıdakiler dahil olmak üzere Adverb, Law
sınırlı primli sigorta
(Br) sınırlı sorumlu anonim şirket
kısa görüşlü
az miktarda
eshamlı komandit şirket Noun, Companies Law
hisselerle sınırlı ortaklık
(US) bir limited şirketin genel müdürü
sınırlı sorumluluk ilkesi
özel (sınırlı sorumlu) şirket
(sınırlı sorumlu) özel şirket
sınırlı sorumlu şirket
halka açık limited şirket
sınırlı bir şekilde sorumlu
bir ortaklığı limitet şirkete dönüştürmek Verb
  1. incorporated
limited partnership
incorporated company
limited company
limited (liability) company
limited liability company Noun, Civil Law
president of a limited company
(Br) public company
public limited company