end-all

  1. Noun herşeyin sonu, akıbet, kıyamet.
  2. Noun akıbeti /en sonu hazırlayan şey.
öz, ruh, cevher, en değerli/önemli şey, herşey.
His work was be-all and end-all of his existence:
Eseri, varlığının özü/ruhu idi.
Dearest, you are be-all and end-all of my life: Sevgilim, hayatımda herşeyim sensin.
Noun
herşeye muktedir, herşeyi yapabilen.
If only one action could be the be-all and end-all of the whole
affair: Bir tek eylem her şeyi yapabilseydi!
Noun