expectations

  1. (kuvvetli) arzu/ümit/emel, (özellikle mutluluk, servet vb. ümidi).
    to have great expectations:
    büyük ümitler beslemek.
    His (financial) expectations are good: istikbali parlak/ümitli.
birinin beklentilerini karşılamak Verb
beklentilerini azaltmak Verb
beklentilere göre
beklentileri doğru çıkmak Verb
bekleneni karşılamak Verb
beklentilerin tersine olmak Verb
beklentilerin altında Adjective, Economics
beklenenin tersine
beklenenin aksine
beklentilerin tersine
kâr tahmini
kâr beklentileri Noun
birinin beklentilerinin ötesine geçmek Verb
umduğu gibi çıkmamak Verb
beklentileri gerçekleştirememek Verb
ümit ettiğini bulamamak Verb
birini düş kırıklığına uğratmak Verb
büyük ümitleri olmak Verb
beklenen enflasyon Noun, Economics
enflasyon beklentisi Noun, Economics
enflasyonist beklentiler Noun, Economics
enflasyon beklentileri Noun
matematiksel beklentiler Noun
beklentileri karşılamak Verb
beklentilere uymayan
fiyat beklentileri Noun
kâr beklentileri Noun
akılcı beklentiler Noun
abartılmış vaatlerin neden olduğu huzursuzluk
birinin beklentilerini geçmek Verb
beklenti anketi
sonuç beklediğimiz gibi oldu
işçi beklentileri Noun
işçi beklentileri Noun
(bir haladan) miras beklemek Verb
beklentilerimiz gerçekleşmedi
rasyonel bekleyişler teorisi